Eski “Akil İnsanlar”ın gözünden yeni süreç (13) | Ahmet Faruk Ünsal: “Sürecin başarısı Suriye’de işlerin ne kadar Türkiye’nin kontrolünde gelişeceğine bağlı”
Ahmet Faruk Ünsal 2002 seçimlerinde AKP’den Adıyaman Milletvekili seçildi, insan hakları alanında sivil toplum çalışmaları yürütüyor. 2013’te oluşturulan 63 kişilik Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Ünsal, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldı. Ünsal yeni süreci Göksel Göksu’ya değerlendirdi.
Ahmet Faruk Ünsal: 2013-2015 arası süreç ile Ekim 2024’te başlatılan süreç arasında çok temel bir benzerlik var. O da, devletin şimdiye kadar Kürtlere yaptığı haksızlığın farkına varması ve telafi etme arzusu değil, “kendi reel politik ihtiyaçları gerektirdiği için” süreçleri başlatmış olmasıdır. Bu benzerlik Suriye’de değişen koşulların Türkiye Kürtlerine vereceği ilhamdan sakınmak olarak formüle edilebilir.
2013-15 sürecini başlatan, Arap Baharı etkisiyle Suriye’de yaşanması olası iktidar değişikliğinin, Öcalan etkisinin bariz olduğu Suriye Kürtlerini siyasi statüye kavuşturması ihtimaliydi.
22 Ekim sürecini başlatan da, Hamas ve Hizbullah’ı ciddi olarak hırpalayan İsrail’in Suriye’ye yönelmesi halinde bu ülkede yaşanması olası iktidar boşluğunun, yıllardır fiili özerklik içinde yaşayan Rojava Kürtlerine resmî statü elde etme imkanı vermesi ihtimaliydi
Her iki sürecin de, Suriye’de oluşması muhtemel Kürt statüsünün Öcalan’ın devreye sokularak Türkiye’yi en az rahatsız edecek hale getirilmesi için başlatıldığı kanaatindeyim.
Eğer öyleyse, süreçlerin akıbeti, başlatılırken umulan amaca ne kadar yaklaşıldığıyla doğrudan ilişkili olmalıdır.
Birinci süreç, tüm saldırılara karşın Suriye Kürtlerinin direngenlikleriyle elde ettikleri statülerini korumayı başarmalarıyla amaçsız kalıp sonuçlandırılmıştı. İkinci sürecin akıbetini de, Suriye Kürtlerinin statülerini ne ölçüde koruyacakları belirleyecektir diye düşünüyorum.
Ahmet Faruk Ünsal: Ekim 2024 sürecinin temel motivasyonu eğer Suriye kaynaklı tehditler nedeniyle oluşacak olan “beka sorunu” ile baş etmekse, neredeyse tüm siyasi reflekslerini “beka sorunu” ile mücadele etmeye adamış bir devlet partisinin bunu dile getirmekte öncü olmasında şaşılacak bir şey yok.
Ayrıca Kürt sorunu gibi kangrenleşmiş bir meselede takıntılı itirazların sahibi olan bir partinin ezber bozan bir yerden inisiyatif alması, konunun ciddiyeti hakkında toplumun ikna edilmesi için doğru bir tercihtir diye düşünüyorum.
Eğer süreç başarıyla yoluna devam ederse, muhtemelen Erdoğan bir kez daha başkanlık seçimine girmek için anayasa değişikliğine gidecektir. Tüm bu işleri, bir kez........
© Medyascope
