Cevat Düşün yazdı – Bir kadın, bir tarih, bir Türkiye: Leyla Zana |
Leyla Zana’ya küfür eden, bunu bir marifetmiş gibi sahiplenen; ana dilinin Türkçe olduğunu iddia edip güzel Türkçeyi küfür ve aşağılamanın aracına dönüştüren; ahlaksızlığı “milliyetçilik” kisvesi altında yüceltenlerin bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yoktur. Bu tutumlar yalnızca kötülüğü sıradanlaştırır, çirkinliği meşrulaştırır.
1931 yılında Atatürk’ün öncülüğünde kurulan, tarihsel ve simgesel bir değere sahip Uludağ Gazoz gibi bir markayı bile bu ahlaki çöküşün parçası hâline getirme çabası, yaşanan savrulmanın boyutlarını açıkça göstermektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir kadına küfür ettiğine tarihin hangi sayfasında rastlanmıştır? Alparslan Türkeş’in ya da Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir kadını aşağılayan bir dil kullandığı nerede görülmüştür?
Kendi ahlaksız eylemlerini “zafer” olarak sunanların ve ahlaksız eylemleri savunanların bu ülkeye taşıyabileceği bir zafer yoktur. Çünkü hakaretle, küfürle ve aşağılamayla inşa edilen hiçbir şey onurlu, kalıcı ve birleştirici olamaz. Bu dil ne milliyetçidir ne de vatanseverdir; olsa olsa ahlaki yoksunluğun ve zihinsel çoraklığın dışavurumudur. Leyla Zana gibi bir şahsiyetin iffetinin ve vakarının zekâtı bile, kötülüğü ve ahlaksızlığı meşrulaştırmaya çalışanların bugününe de geçmişine de fazlasıyla yeter. Çünkü asalet, ahlaksızlığın gürültüsüyle değil; ahlakla, duruşla ve erdem etrafında kenetlenerek, onurla kendini gösterir.
7 Aralık 2025 tarihli Medyascope’ta yayımlanan Amedspor: Bir takımdan fazlası başlıklı köşe yazımda, Türkiye’de futbol tribünlerinin masum bir rekabet alanı olmaktan nasıl uzaklaştığını; bazı kulüplerin tribünlerinin ise yıllar içinde sistematik bir siyasal ve ahlaki savrulmanın taşıyıcısına dönüştüğünü kapsamlı biçimde ele almıştım. O yazıda özellikle Bursaspor tribün siciline dikkat çekmiş; Amedspor’un Ümraniye’de maruz kaldığı muamelenin münferit bir tahrik değil, belirli bir zihniyet sürekliliğinin parçası olduğunu vurgulamıştım.
Aradan geçen kısa zaman, ne yazık ki bu tespitin bir istisna değil, bir kural olduğunu bir kez daha gösterdi. Amedspor’a Ümraniye’de yaşatılanlar, bir grup Bursaspor taraftarlarının Soma’da........