Aslı Tunç yazdı – Bizi yaralayan ve iyileştiren öyküler: Manevi Değer

Bazı filmler vardır, son yazılar beyazperdede akarken koltuğunuzdan kalkamazsınız, yerinize çakılıp kalmışsınızdır; sinemadan çıkıp dışarıda akan hayata karışmak istemezsiniz. İşte böyle anlarda yedinci sanatı neden bu kadar çok sevdiğinizi tekrar anlarsınız; sarsıcı bir sinemasal anlatının yarattığı o güçlü duyguyu başka hiçbir sanat dalında bulamayacağınızı da.

Norveçli yönetmen Joachim Trier’in Manevi Değer’i (Sentimental Value) benim için böyle bir film oldu. Görünüşte baba-kız ve kız kardeş ilişkilerini merkeze koysa da mekân, hafıza, sanatsal ifade ve kişisel tarih gibi temaları birbirine yediren bir film Manevi Değer. 2025 Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan ve galada 19 dakika ayakta alkışlanan, Grand Prix ödüllü Trier’in bu son yapıtı 26 Aralık günü ülkemizde gösterime girdi. Trier, sinemaseverlere uzak bir isim değil. “Oslo Üçlemesi” olarak bilinen Reprise (2006), Oslo, August 31st (2011) ve Dünyanın En Kötü İnsanı (The Worst Person in the World, 2021) özellikle genç insanların iç dünyaları, kendilerini keşfetmeleri ve sanatsal arayışları üzerine başarılı filmler. Ancak Manevi Değer kanımca daha önceki Trier filmlerinden farklı........

© Medyascope