Ahmet Şık yazdı – Taht savaşları kızışıyor (2): Mehmet Akif Ersoy olayı MHP’yi neden yakından ilgilendiriyor?

Herkeste şaşkınlığa yol açan Mehmet Akif Ersoy’un tutuklandığı operasyonun, her ne kadar kendisi çark etmiş olsa da siyasi olduğuna kuşku yok. Ersoy’u hapse gönderip yakın arkadaşı Furkan Torlak’ı istifaya zorlayan operasyon daha kaç kurban alacak, henüz bilmiyoruz. Ancak erkek bir bakan yardımcısı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden bir kadın danışmanın da istifa edeceği iddiaları sızdırıldı. Ersoy’un kendisine yönelik operasyonu engellemek için Ankara’ya geldiği 2 Aralık günü, istifa edeceği öne sürülen bakan yardımcısının da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettiğini belirtelim. Söz konusu uyuşturucu operasyonları kapsamında tutuklanacağı öne sürülen, ülkücü kimliğiyle bilinen avukat Serkan Toper’in MHP’nin araya girmesiyle soruşturmadan çıkarıldığı iddiaları da dikkate alındığında, MHP’den bir koruma zırhı talep etmek mantıksız görünmüyor.

Soruşturmada Mehmet Akif Ersoy aleyhinde ifade verenler arasında eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yeğeni Büşra Dinçer ve eşi Süleyman Dinçer de bulunuyor. Ersoy’un genel yayın yönetmeni olduğu dönemde Habertürk’te çalışan Büşra Dinçer’in ifadesinde neler söylediğini bilmiyoruz. Ancak iddialara göre Büşra Dinçer’in, ekran önünden alınarak masa başında görevlendirilmesi üzerine Ersoy ile aralarında husumet çıktığı, Habertürk çevresi tarafından dile getiriliyor. İddiaya göre Ersoy odasında, Büşra Dinçer’i “çirkin” bulduğunu ifade ediyor ve ekrana yakışmadığını söyleyerek mobbing uyguluyor. Bir diğer iddiaya göre de Ersoy, Ankara’ya şikâyet etmesi üzerine Dinçer’in işine son veriyor.

Mahkeme sorgusunda Dinçer çifti ile ilgili yöneltilen bir soruya Ersoy, “Süleyman Dinçer ile 2011 yılında sektörden dolayı tanıştım. 2024 yılında hasmım oldu. Sebebi de eşi Büşra Dinçer’i işten çıkarmamdır. Süleyman ve Ufuk (Tetik) ile asla herhangi bir ticaretim olmadı. Aramızda bir para muhabbeti de geçmedi” yanıtını verdi. Ne dediklerini bilinmese de Büşra ve Süleyman Dinçer çifti de Ersoy hakkında olumsuz ifade verenler arasında yer aldı.

Sabah ve Takvim gazetelerini de bünyesinde barındıran Turkuvaz medya grubunun operasyonu kamusal alanda tartıştırmaya devam ettiren haberleri ve bazı yazarlarının sosyal medyadaki paylaşımlarının operasyonun siyasi olduğuna dair kuşkuları beslediğini ilk yazıda ifade etmiştik.

Yayın grubunun gazeteleri konuyla ilgili haberleri şehvetli bir biçimde aktarırken Sabah yazarlarından Dilek Güngör, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla, deyim yerindeyse Mehmet Akif Ersoy’un mezarına beton dökenlerin başında yer aldı.

Dilek Güngör, 11 Aralık’ta sosyal medya hesabından Mehmet Akif Ersoy’la birlikte kalabalık bir erkek topluluğunun göründüğü bir fotoğrafı paylaştı. Güngör fotoğraflı paylaşımına, “Vay. Kimler kimlerle beraber? Habertürk’teki uyuşturucu operasyonuna bu ‘derin’ fotoğraf damga vuracak. Gizli tanık ifşa etmiş. Duyduğuma göre, Ela Rümeysa Cebeci’nin telefon kayıtları da ekonomi, spor, siyaset, magazin dünyasında deprem yaratacak. Bu dosya siyasi Susurluk olmaya aday” diye yazmıştı.

Güngör’ün atıf yaptığı 1990’lı yılların karanlığındaki en önemli yapılanmalardan biri olan Susurluk çetesi açığa çıktığında Türkiye kontrgerillasını ve devlet içi çeteleşmeyi ortaya sermişti. Güngör’ün bir yurttaş ve gazeteci olarak devlet içi çeteleşmelere karşı olup olmadığına ya da temel hak ve özgürlüklerin sağlanmasına dair mücadelelere ne kadar katkı verdiğine dair bir fikrimiz yok. Ancak mevcut konumunu koruyabilmesinden, destekçisi olduğu iktidarın 25 yıllık serüveninde yaşatılanlara sessiz kaldığını söylersek haksızlık etmiş olmayız.

Hâl bu iken bir doğum günü kutlamasında çekilen ve hedef alınan Mehmet Akif Ersoy’un sosyal medya hesabında da paylaştığı bir fotoğraftan yola çıkarak Susurluk benzetmesi yapması aba altında gösterilen bir sopa olduğu kuşkusunu uyandırıyor. Çünkü Güngör’ün “çete” gibi iddialı bir atıf yaparak mesaj ilettikleri muhataplarının kimler olduğu fotoğrafta yer alanların kimliklerinde gizli.

Mehmet Akif Ersoy’un dört yıl önceki doğum günü kutlamasında çekilen bu fotoğrafta kimi gazetecilerin yanı sıra siyaset ve bürokrasiden de isimler yer alıyordu. “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım”, “siyasal ve askeri casusluk” suçlamalarıyla gözaltına alınıp “rüşvet” suçlamasından 14 Ağustos’ta tutuklanan avukat Rezan Epözdemir fotoğrafta yer alanların içinde en tanınan isim.

Gazeteciler Fuat Kozluklu ve Emrullah Erdinç ile aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Mahzen Medya’nın sahibi prodüktör Tolga Aykut da medya dünyasından bilinen isimler. Bilinmeyen bir nedenle uzun süredir sessizliğe gömülen eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kardeşi İlhami Yıldırım da fotoğrafta yer alıyor.

Uzun süre Türk Kızılay İstanbul Şube Başkanlığı’nı yürüten İlhami Yıldırım, 2015’te İstanbul Çekmeköy’de silahlı saldırıya uğramış ve şoförü vurularak yaralanmıştı. Tutuklanmasından sonra, arkadaşı Mehmet Akif Ersoy ile ilgili kendi sosyal medya hesabında yer alan paylaşımlarını silen Yıldırım, BirGün gazetesinden Timur Soykan’a açıklama yaptı.

Yazısında, “Sabah yazarının işaret ettiği fotoğraftaki dikkat çekici isimlerden biri de eski Başbakan Binali Yıldırım’ın kardeşi İlhami Yıldırım. Bu durum Binali Yıldırım’ın da hedef alındığı ihtimalini doğuruyor” diyen Soykan, İlhami Yıldırım’ın, Çekmeköy’de tartışmalı ihaleler alan bir gayrimenkul şirketinin sahibi olduğu iddiasını da dile getirdi. Soykan’a yaptığı açıklamada Ersoy’u çok uzun zamandır tanıdığını belirten Yıldırım, “Şimdi ‘Onu tanımıyorum’ diyecek halim yok. Ben Mehmet Akif’in iddia edilen yönlerini hiç görmedim, böyle bir tanıklığım olmadı. Ancak böyle bir fotoğrafı ‘Susurluk gibi’ sunmak art niyettir. Siyasi bir amaçla bunu yaptıklarını düşündürüyor.........

© Medyascope