Hain – Melih Demirel Yazdı
Hain, bazı zamanlar, fırlatılması için avuca bırakılan ağır bir taş gibidir. Yükün verdiği bilinçsizlikle fırlatılır, hedefini tam görmeden kırar ve kırıldığını fark eden, çoğu zaman onu atan değil, yarayı taşıyan olur. Oysa tarih, bu kelimenin sabit bir anlamı olmadığını; aksine, rüzgârla yön değiştiren bir yön levhası gibi savrulduğunu defalarca göstermiştir.
Bugünün ’’haini’’, dünün kahramanıdır bazen. Kalabalığın sel gibi aktığı yerde durmayı seçen, akıntıya karşı kürek çeken, sessizliğin ortasında konuşmayı göze alan… Ona taş atanlar, çoğu zaman kendi korkularını gizlemek için bu kelimeye sığınır. Çünkü “hain” demek kolaydır; aynaya bakmadan hüküm vermenin en kestirme yoludur.
Tarih dediğimiz şey, aslında geniş bir mahkeme salonudur. Fakat yargıç, ne bugündür ne de bugünün hükmünü alkışlayan kalabalıktır. Yargıç zamandır. Deliller, yaşanmışlıklardır. Tanıklar, çekilen acılar, dökülen terler, suskun kalınan gecelerdir. Ve çoğu zaman karar, mezar taşları dikildikten, sesler kesildikten, alkışlar dindikten sonra okunur.
Nice isimler vardır; yaşarken........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar