Hayatımızdan eksik olmayan kriz kafamızı fena kızdırmaya başladı. Bugün, yarın, seneye bitecek; her şey eskisi gibi güllük gülistanlık olacak derken uzadıkça uzuyor.
Yolda giderken cadde boyunca sıralanan bankaların ışıklı döviz tabelalarına bakmaktan önümüze dikkat edemiyoruz. Şaşı olacağız. Maazallah kaza yapacağız. Yok, dolar şu kadar olmuş, evro bu kadar; dün şöyleydi, bugün böyle falan; hep düşünüp, konuştuğumuz bu. Hepimiz ekonomist, siyaset uzmanı ve analist olduk. Ekonomik kriz üstüne bir de politik sorunlar; Ukrayna sorunu derken ilaveten bir de Suriye sorunu. Burası bir türlü, bizim memleket başka türlü. Of ki, ne of! Aramızda şanslı olanlar, sabırlı bir çabayla, zamanında iyi bir müşteri portföyü oluşturanlar. Onlarla şöyle veya böyle idare ediyorlar.
Benim de çok sevdiğim, yine böyle eski, hatırlı bir müşterim var: Yevgeniy Viktoroviç. İyi bir dost, iyi bir müşteri Çok çalışkan, çok düzenli, ödemelerini hiç aksatmaz, sözünün eri. Başarılı; iyi para kazanıyor, hali vakti yerinde. Ancak kusur denebilirse bir kusuru var; çok kararsız
Sana ne adamın kararsızlığından; iyi para kazanıyor, başarılı demedin mi diye itiraz edebilirsiniz, ama bu benim biraz garipsediğim bir durum. Uzun uzun düşünür her seferinde; bu renk mi olsun, şu renk mi olsun; şu kadar mı olsun, bu kadar mı olsun?..
Tamam, planlı olmak, enine boyuna düşünmek iyi bir şey; iş hayatının fıtratında bu var, ama ifratında olmamalı. Bazen, “Yahu Jenya, iyi ki bizim çoktan seçmeli soruların olduğu üniversite sınavlarına girmemişsin. Sen daha soruların yarısına gelemeden sınav süresi biter” diyorum. “Sen bu örneği vererek benimle dalga geçme, o sistemde üç yanlışın bir doğruyu götürdüğünü biliyorum” diyor. Susuyorum. Arada, “Bak, Jenya, en büyük zaman hırsızı kararsızlıktır. En kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir. Eşek yüz türlü yüzme bilirmiş; ama suya düşünce acaba ne türlü yüzsem diye düşünürken boğulur, nalları dikermiş” falan deyip, onu hem kızdırıp, hem de gaza getirmeye çalışıyorum. Ama nafile.
***
Hep gamlı baykuşlar gibi yaşanmıyor ya, arada ufacık bir vesileyle de olsa fırsatı kaçırmıyor, gülüyoruz. Geçenlerde Yevgeniy’nin ofisinde oturuyoruz. İş güç muhabbetinden sonra, MKAD’ın biraz dışında çok güzel bir daça arsası bulduğunu, kaçırmayıp........