Kimi düşünürlere göre bir dâhi, kimilerine göre ise “deli” olan Friedrich Nietzsche’nin sıra dışı hatta çarpıcı fikirleriyle oluşturduğu “güç istenci” kavramı, modern zamanların bireyinin ruhuna ayna tutması bakımından oldukça değerli bir bakış açısı sunar bizlere.
Filozof güç istencini şöyle tanımlar:
“Tek başına kişinin ve bütün bir evrenin devinimini sağlayan temel güdüdür, bireyin tüm yaşamı bir güç edinme mücadelesidir aslında; kişi sadece kendini koruyabilmek için değil hep daha fazlası için güç ister; aynı şekilde evrensel yaşamın özünde de güç mücadelesi vardır; mikrokozmos olarak kişinin ve makrokozmos olarak evrenin tüm işleyişi güç istencine tekabül eder.”
Bireyin hayat çizgisine yakından bakarsak ta çocukluktan itibaren tüm yaşantısının Nietzsche’yi doğrularcasına bir güç edinme ve güçlü kalma mücadelesinden ibaret olduğunu görebiliriz.
Çocukluğumun kültleşmiş çizgi filmlerinden olan “He-Man”de, kılıcını çeken kahramanın, “…Güç bende artık” deyişi hepimizi sarsar, çocuk ruhumuzu büyük bir güç arzusu ile doldururdu.
Okulda, sokakta ve her yerde güçlü olan çocuğa özenilir, onun tarafında olmak istenilir ve ona çocukça........