menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gökten üç İHA düştü: Hamaset, gerçekler ve milli güvenlik açığı

6 0
25.12.2025

Türkiye gündemi her zamanki gibi yoğun, her zamanki gibi karmaşık. Ancak son günlerde yaşadığımız, trajikomik filmleri aratmayan bir “İHA vakası” var ki, aslında ülkenin savunma konseptinden dış politikasına, şeffaflıktan devlet ciddiyetine kadar pek çok yapısal sorununun röntgenini çekiyor.

Olayı özetleyelim: Gökten üç İHA düştü.

Hatırlarsınız, ilk İHA’yı F-16’larımızla vurduk. Ankara yakınlarına kadar gelen bu küçük hava aracını, milyonlarca dolarlık uçaklarımız ve füzelerimizle düşürmemiz, kamuoyuna büyük bir “başarı öyküsü” olarak sunuldu. Savunma analistleri, yandaş yorumcular ekranlara döküldü; “Milli egemenlik sahamız”, “Angajman kuralları” havada uçuştu. Biz bu “zaferin” sarhoşluğuyla, “Acaba bu İHA Rusların mı, Ukraynalıların mı, yoksa İngilizlerin mi?” diye tartışırken, sahneye Anadolu insanı, yani köylüler çıktı.

“Demir Kubbe” mi köylü feraseti mi?

Biz ilk İHA ile övünürken, Kocaeli’nde ve Balıkesir’de köylüler tarlalarında iki İHA daha buldular. Biri düşmüş, diğeri -ki akıllı bir cihazmış- yakıtı bitince paraşütle inmiş. İşin acıklı tarafı şu: Bu cihazlar günlerdir oradaymış. Köylüler başında TikTok videoları çekiyor, elleriyle kaldırıp inceliyor, biz ise devlet olarak olaydan bihaberiz.

Hani o çok övündüğümüz, “kuş uçurtmaz” dediğimiz hava savunma sistemlerimiz, hani o “Demir Kubbe”miz? Görünen o ki, F-16 kaldırıp vurduğumuz ilk İHA kelimenin tam anlamıyla “gümbürtüye gitmiş.” Diğer ikisi ise elini kolunu sallayarak, biri Tüpraş yakınlarına, diğeri askeri tesislerin olduğu bölgelere kadar gelebilmiş.

Bu tablo karşısında Milli Savunma Bakanlığı’ndan beklenen o........

© Medya Günlüğü