menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanal gerçekliği hep birlikte tasarlamak

8 7
16.12.2025

Sanal Gerçeklik (VR) platformları, Meta grubunun yoğun ilgisine rağmen bir türlü kitlesel ilgiye ulaşamadı; bazılarının dediği gibi “içinde olduğu kış mevsiminden bir türlü çıkamadı”. VR ekipmanları halen pahalı, sunulan deneyimler ise kullanıcı dostu değil. Ortamların keşfedilebilir olmaması; talimatlar ve ikonlar gibi kavrayışı ve dolaşımı sağlayan temel belirteçlerin görünürlüğünün düşük olması öne çıkan temel kullanılabilirlik sorunları olarak dikkat çekiyor. Markalar bu mecrayı nasıl kullanacağını çözebilmiş değil, bu da içerik ekosisteminin çeşitlenmesini engelliyor. Bu durum, tamamen sentetik bir dünyayı temsil eden sanal gerçekliği, sentetik ve fizikseli aynı anda bir araya getiren artırılmış veya karma gerçeklik ortamlarına kıyasla geride bırakıyor.

Peki bu durum değişebilir mi? Nitelikli ve ilgi çekici bir VR deneyimi tasarlamak için ne yapılabilir? Olası bir yanıt, topluluk merkezli sanal gerçeklik ortamlarını izlemekte yatıyor. Burada yapılan gözlemler, VR deneyimlerinin nasıl tasarlanması gerektiğine dair önemli ipuçları sunuyor: Sanal mekân, aslında sadece kod veya tasarım kararlarıyla değil, bizzat kullanıcıların sosyal pratikleriyle yine sosyal olarak yeniden üretiliyor. Doktora mezunumuz Mine Bertan Yılmaz’ın benim danışmanlığımda yürüttüğü tezi bu meseleyi AltspaceVR platformunda gerçekleştirilen ve iki yıla uzanan kapsamlı bir sanal etnografi çalışmasıyla ortaya koydu.

Bu kıymetli tez kapsamında kullanılan ve Henri Lefebvre’nin ortaya attığı mekânın üçlü diyalektiği, VR deneyim tasarımı için kritik bir çerçeve sunabiliyor. Bu yapının ilk ayağı olan “Algılanan Sağlarlık Alanı” platformda kullanıcılara sunulan mevcut temel unsurları ve imkânları tanımlıyor. “Tasarlanan Programlama Alanı”, platform........

© MediaCat