menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anlamı incelten sise karşı sözün direnişi

7 0
16.12.2025

Her çağ kendi sesini üretir; bizim çağımız ise ne yazık ki gürültü üretiyor. Bildirimler, algoritmalar, hız, aceleyle yazılmış cümleler, bağlamından kopmuş yorumlar… Dijital dünyanın bu kakofonisinde insanın en temel ihtiyacı “duyulmak” ve “anlaşılmak” dersek pek yanlış olmaz.

Markalar için de durum farklı değil. Bir zamanlar “doğru mesajı veren kazanır” denirdi; bugünse gerçekten doğruyu söyleyebilen, sesini ve sözünü ulaşması gereken yere taşıyabilen kazanıyor. Ancak bu, sanıldığından çok daha zor bir süreç.

Dijital gürültü çağında insanlar artık mesajın kendisinden çok, o mesajın ardındaki niyeti okumak istiyor. Çünkü etkileyici olan yüksek ses değil; görünür samimiyet, derinlik ve anlam. Bu nedenle iletişimin yeni dönemi hız ile değil; niyet, dikkat ve anlam bütünlüğüyle tanımlanıyor.

Dijital kalabalığın ortasında yeniden insana odaklanan bir iletişim anlayışına ihtiyaç duyuyoruz. Kişilerarası iletişim araştırmaları bize insanların çoğu zaman söylenen sözü değil, o sözün taşıdığı duyguyu hatırladığını gösteriyor. Bugün markaların, kurumların ve liderlerin kaybettiği tam olarak bu duygu bağı. Çünkü dijital gürültü, anlamı incelten ince bir sis gibi her yere yayılmış durumda.

Öncelikle dikkat ile. Günümüzde dikkat en değerli para birimi. Dikkat sağlanmadan dinlenemez, anlaşılamaz, dolayısıyla iletişim kurulamaz. Bu dikkatin sağlanması ise ancak........

© MediaCat