BM İklim Zirvesi COP28’de ne kararlar alındı?

BM İklim Zirvesi COP28 bir fosil yakıt devleti olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) ve BAE’nin ulusal fosil yakıt şirketi Adnoc’un CEO’su Sultan El Cebir’in başkanlığında 30 Kasım’da başladı. Zirve bir günlük uzatmayla 13 Aralık’ta sona erdi.

2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamayı amaçlarken zirvenin ilk günü BM'ye bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü, 2023 yılının, sanayi öncesi döneme göre 1,4 derece daha sıcak olarak geçtiğini duyurdu. Zaten zirve öncesi bilim insanları da şuana kadar yapılan uygulamaların gezegeni 3 derece ısıtacağını öngörüyordu. Üç derece ısınan bir gezegende ise birçok devrilme noktasının tetiklenerek gezegenin geri dönülmez bir hızla ısınmaya devam edeceğini ve türlerin altıncı büyük yokoluşunun kaçınılmaz olacağı öngörülüyor.

Bu somut koşullar altında başlayan zirve lobi gruplarının yüksek katılımıyla öne çıktı ve bu, yaşanacaklara dair bir fikir de veriyordu. Artık COP zirvelerinde alışık olduğumuz üzere yine fosil lobicileri en kalabalık grubu oluşturdu. Kick Big Polluters Out (KBPO) koalisyonuna göre, en az 2.456 fosil yakıt lobicisine giriş izni verilmişti. Önceki yıla göre dört kat artan katılımcı sayısı ile bir rekor kırıldı.

Tarım endüstrisi devleri de 340 temsilci ile önceki yıla göre iki kat daha fazla temsilci ile zirvede yer aldı. Bu temsilcilerin 102’si ülke delegasyonları altında katılıp müzakerelerde söz sahibi konumundaydı. Karbon yakalama ve depolama gibi başarısı kanıtlanmamış endüstrilerin lobicileri ise 475 kişi ile olağanüstü bir katılım gösterdi.

Daha da kötüsü Corporate Accountability, iklim değişikliğini inkar eden geçmişe sahip 160’tan fazla temsilcinin, COP28‘e katılıp toplantılara girdiklerini ortaya çıkardı.

Suudi Arabistan’ın başını çektiği OPEC ülkeleri ve Rusya, Hindistan gibi zirveden olumlu karar çıkmasını engelleyen cephenin yanı sıra tüm bu grupların zirvenin olumsuz sonuçlarında büyük etkisi oldu. İklim hareketi ise zirveyi boykot ettiği için önemli bir katılım göstermedi.

Bu katılım eşitsizlikleri içerisinde iklim değişiminin önlenmesi lehine birkaç karar alınarak hızlı bir başlangıç yapıldı. Ancak sonlara yaklaştıkça beklenen oldu. Zirvenin en büyük tartışma konusu ve beklentisi, fosil yakıtlardan çıkış (phase out) kavramının karar metninde yer almasıydı. Ama öyle olmadı.

Bu önemli beklenti karşılanmadığı gibi bir de bir sonraki zirvenin (COP29) bir başka fosil yakıt devleti ve bir diktatörlük olan Azerbaycan’da yapılması kararı alındı! Hem de Karabağ’da daha birkaç ay önce bir etnik temizlik gerçekleştirmiş olmasına rağmen.

Her şeye rağmen, bugüne kadar verilen mücadelelerin de etkisiyle COP28’de olumlu olarak yorumlanabilecek bazı önemli kararlar alındı. Öncelikle bu gelişmeleri anlatıp sonra eleştirilere bakabiliriz.

1-Kayıp ve hasar fonu

Zirvenin ilk gününde gelişmekte olan ülkelere yardım amaçlı kayıp ve hasar fonu oluşturulması kararı alındı. Aslında bu kararın alınması önceden beri bekleniyordu çünkü yoksul ülkeler (çoğunlukla küresel güney ülkeleri) yıllardan beri bu konuda büyük baskı yapıyordu. Son yıllarda küresel iklim hareketinin de iklim adaleti konusunda en çok öne çıkardığı taleplerden biri buydu. Bu nedenle karar bir sürpriz olmadı.

Fakat kararın hemen ardından zengin ülkelerin ilan ettiği bağışlar işi yokuşa sürmeye çalıştıklarını gösterdi. Mesela, ABD fona sadece 17 milyon dolar bağışlayacağını açıkladı. Ev sahibi BAE ise 100 milyon dolar bağış yaparak en çok bağış açıklayan devletlerden biri oldu. Toplamda zengin........

© marksist.org