Silahsızlanma mı, barış/demokratikleşme mi ikilemi

TBMM Başkanlığına, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan partiler raporlarını sundu. Bu raporlar, Komisyonun amaç ve hedefleri konusunda partilerin yeterince ortaklaşamadıklarını; Komisyon çalışmaları süresince Kürt sorununu değerlendirme ve çözümüne ilişkin derin görüş farklılıklarını ve partilerin siyasi pozisyonlarını koruduklarını göstermektedir.

Bu durum, sürecin ilerlemesinin zorluklarına işaret etmekte; sürecin tamamlanmasının, başlangıçta öngörülen ve partilerin kamuoyu paylaştıkları süreden çok daha fazla zaman alacağını ortaya koymaktadır.

Her parti kendi aktüel siyasi pozisyonunu merkeze alarak sürece yaklaşması, Komisyon adına yazılacak rapor üzerinde ortaklaşmayı zorlaştıracaktır. Bu koşullarda, gerçekleştirilebilir ve uygulanabilir öneriler üretilmesi ya da bunların hayata geçirilmesi büyük ölçüde bir temenni olarak kalma riski taşıyor.

Bu tablonun ortaya çıkmasının temel nedeni, PKK ile ilgili yürütülen yeni sürecin, birçok ülkede deneyimlenmiş “geleneksel barış ve çatışma çözümü süreçlerinden” farklı olmasıdır.

Süreç Türkiye’ye özgü bir nitelik taşımakta ve adeta bir “Türkiye modeli” olarak geliştirilmektedir. Zımnen silahlı mücadelenin başarısızlığının kabulüne dayanmaktadır. Dünyada birçok ülkede silah bırakma ve örgütün feshi sürecin son aşaması olurken; Türkiye’de PKK’nin feshi, bütün yapılarıyla silahsızlandırılması ve siyasi tasfiyesi, İmralı görüşmelerinin öncelikli ve esas müzakere ediliyor. Hak ve özürlükler müzakere dışı konular olduğunu 14 aydır yaşanan birçok gelişme de teyit etmektedir.

AK Parti ve MHP’nin raporlarından ve sürece dair tanımlamalarından anlaşıldığı üzere, mevcut tutumları; MİT ve güvenlik güçleri PKK ve ona bağlı yapıların tamamen dağıldığını ve silahsızlandığını onaylayana kadar hiçbir yasal düzenleme yapılmaması yönündedir. Bu yaklaşım, geleneksel barış süreçlerinin tersine işleyen bir sıralamayı ifade etmektedir. Reformlar, güvenceler, yeniden entegrasyon ve yasal değişiklikler silahsızlanmadan “sonraya” bırakılmaktadır.

Silahsızlanmanın gereği

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “paradigma değişimi” olarak adlandırdığı husus, esas olarak budur: silahlı PKK’nin “tasfiyesi” ve siyasi hareketin radikal bir dönüşümü. Öcalan’ın, “devlet heyeti” olarak nitelediği MİT........

© marksist.org