12 Eylül Darbesini “Unutma ve Unutturma
12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, resmi isimlendirmeleriyle 12 Eylül 1980 Harekatı veya Bayrak Harekatı , Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri darbedir.
Unutma ve unutturma dememizin nedeni bu darbenin öncesinde,beraberinde ve sonrasında topluma yaşattıklarını hafızalarda canlı tutmaktır.
Toplumsal ve siyasi hafızada 12 Eylül öncesi yaşanan hadiseler halen yerini korumaktadır. Kaos ve anarşi binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yüz bini aşkın insanın cezaevine girmesine ve yurtdışına kaçmasına sebep oldu. Bu ortamın oluşmasında karşılıklı diyalog eksikliği kadar politikada şiddetin meşru bir araç olarak kabul edilmesinin büyük payı vardı. Bu atmosfer ve yakın geçmişte yaşanan darbeler sonrası henüz normalleşmeyen ordu-siyaset ilişkisi olası bir askeri müdahale beklentisini tırmandırmıştı. Nitekim silahlı kuvvetler şiddet olaylarına karşı ülkede ‘huzur ve güven’ ortamı sağlama vaadiyle 12 Eylül 1980’de yönetime el koydu. Bu minvalde benzeri görülmemiş baskı ve cezai uygulamalara başvuran 12 Eylül yönetimi yaklaşık 3 sene süresince ülkedeki bütün siyasi ve sivil faaliyetleri kontrol altında tuttu. Siyasete ve topluma şekil vermek için kullanılan devlet kurumları kişisel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı birçok düzenlemeyi hayata geçirdi. Ne var ki bu ağır baskıların neticesi olarak vatandaş ile devlet kurumları arasında ciddi bir güvensizlik oluşmuş, nihayetinde siyasi ve toplumsal bedeller ödenmiştir.
12 Eylül 1980 darbesini bilmeyenlere, yaşamayanlara ve yaşayıp da unutma modunda olanlara azıcık o dönemi hatırlatmak isterim.
Siyasi,ekonomik ve toplumsal kriz had safhaya ulaşmış,her gün yaşanan hadiseler,sağ-sol ve hatta her yönden insanların kendini içinde bulduğu olumsuz atmosfer sonucunda ölü ve yaralı sayısını çoğaltıyordu.Bunun yanında Üniversite ve devlet kurumlarında yaşanan rekabet karşılıklı şiddet yöneliminin artmasıyla kaotik bir süreci beraberinde getirmişti.Üniversite ve liselerde öğrenciler kendi hakimiyet alanlarını oluşturma amacına kapılmış,fikri tartışmalar yerini saha mücadelesine bırakmıştı ve karşıt görüşteki öğrenciler birbirlerini şiddet yoluyla sindirme yoluna başvuruyorlardı. Şiddetin ve gerginliğin dozajı artmaya devam ederken,1977 senesinde gerginliğe ek olarak Alevi-Sunni nüfusun bir arada yaşadığı Sivas, Malatya, Kahramanmaraş gibi şehirlerde meydana gelen kitlesel çatışmalarda 100’lerce insanın hayatını kaybetmesi siyaseten ve toplum nezdinde ideolojik ayrışmayı derinleştiriyordu.
Bu şiddet ve anarşi ortamı gündelik hayatın işleyişini iyice olumsuz yönde etkilemeye başlamış, devlet vatandaşın temel ihtiyaçlarını sağlayamaz hale gelmişti. Güvenlik zaafiyeti iyice artmış, ufak Anadolu şehir ve kasabalarında, büyük şehirlerin varoş semtlerinde kurtarılmış bölgeler ilan ediliyordu.
Bu kaotik ortamın yanında ekonomide yaşanan problemlerin de getirdiği baskı altında girilen 1979 ara seçimlerinde CHP önemli bir oy kaybına........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein