Sanat ve Yaşam: Kaybolan Kimliklerin ve Şehirlerin Dayanıklılık Mekanizması

Gittikçe kalabalıklaşan şehirler, geleneksel değerlerin hızla tükendiği sosyal yaşam alanları, kuşaklar arası iletişimsizlik, toplumsal değer ve kültürlerin sınırlı hale geldiği aile yaşamları...
Kimlik bilincinin dil ve kültür ile bağlantısını unutma karmaşası gibi sayısız problemle boğuşuyoruz. Teknolojik ve yapay zekanın bu denli ilerlediği dünyada, bu yapısal sorunlara çareler bulmak, varoluşsal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Teknolojik dünyanın dayattığı küresel tektipleşme, birey ve toplumların kendi kök dilleri, kültürleri ve kimlikleriyle bağ kurma yollarını hızla aşındırmaktadır. Dil ve kültür arasındaki bu kopukluk, özellikle yeni nesillerde ciddi bir entegrasyon sorunu yaratmakta, onları ne tam olarak küresel ne de tam olarak yerel olabilen bir kimlik krizine sürüklemektedir. Bu karmaşanın yarattığı kültürel kayıp maliyeti, Güneydoğu yani Kuzey Mezopotamya’nın çok dilli ve dinli yapısı gibi kadim coğrafyalarda hayati bir tehdit oluşturmaktadır.
Bölgenin zengin unsurlarını oluşturan Kürtçe, Arapça ve Süryanice gibi dillerin günlük yaşamda ve yeni nesillerde hızla erozyona uğraması, sadece dilin unutulması değil; o dille birlikte aktarılan dünya görüşünün, espri anlayışının ve tarihsel tecrübenin de kaybedilmesidir. Yaşanan bu durum, açıkça bir **Kültürel Hafıza Kaybı (Kültürel Amnezi)**dır. Bu aşamada, bu medeniyetin Kültürel Çözülme Tehlikesi'ni önlemek için harekete geçmek, bölgesel bir görevden ziyade, tüm ülkeyi ve hatta insanlığı ilgilendiren ortak bir sorumluluktur. Zira........

© Mardin Life