menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NEYİ BAŞARDIĞIMIZIN FARKINDA MIYIZ?

6 0
19.12.2025

NEYİ BAŞARDIĞIMIZIN FARKINDA MIYIZ?

Unutturmayacağız:

Gerçekten farkında mıyız?
Son 25 yılda hangi eşiği geçtiğimizi, hangi yükleri omuzladığımızı, hangi fırtınaları acıyla ve kimi zaman sessizce atlattığımızı, hangi kapıları sabırla ve cesaretle araladığımızı gerçekten biliyor muyuz?
Dünyanın en çalkantılı coğrafyalarından birinde, kıtaların kavşağında, büyük güçlerin kesiştiği bir alanda nefes almanın bile strateji gerektirdiği bir ortamda; siyasi iradenin ve toplumsal dayanıklılığın birlikte nasıl bir çığır açtığını idrak edebiliyor muyuz?

Bugün bu soruları sormak bir lüks değil; bir zorunluluk.
Çünkü basarilarin elimizden kayip gitmesine izin veremeyiz.

Son çeyrek yüzyılda yalnızca içeride büyük yatırımlar yapılmadı; aynı zamanda dış politikada da uzun soluklu, katmanlı ve sabır gerektiren bir mücadele yürütüldü. Kimi zaman masada, kimi zaman sahada, kimi zaman ekonomik koridorlarda, kimi zaman da teknoljide ve enerji hatları üzerinde…

Bu mücadele dışarıdan bakıldığında çoğu zaman görünmedi.
Oysa satranç tahtasında taşları ağır ama kararlı bir üslupla yerinden oynatan bir lider ve kadro aklı, her hamlesini bir sonraki beş yılın, on yılın, hatta otuz yılın hesabını yaparak attı.

Bir yandan çevredeki krizlere yön vererek, bir yandan bölgesel gerilimleri dengeleyerek, bir yandan da küresel güç odaklarının baskılarına direnerek ülkenin konumunu yükselten bir süreç işletildi.

Bu yürüyüş:günübirlik çıkışların,iç politikaya malzeme edilen sert söylemlerin,hesapsız meydan okumaların
ürünü değildi.
Tam aksine; ilmik ilmik örülmüş bir stratejik vizyonun eseriydi.

Dışarıda yaşanan mücadele iç politikadan bağımsız değildi.
kendi içinizde güçlü değilseniz, dışarıda ayakta kalamazsiniz. Bu yüzden son 25 yılın dönüşümü yalnızca diplomatik ve askeri hamlelerle değil; aynı zamanda ekonomik, kültürel, teknolojik ve toplumsal atılımlarla şekillendi.

Ulaşım ağları yeniden örüldü.Üretim kapasitesi artti.Savunma sanayiinde bağımlılık azaltıldı.Lojistik güc artırıldı.
Sınai altyapı daha rekabetçi hale getirildi.

Ama bunların ötesinde en büyük dönüşüm, kendimize olan özgüveni kazanip, kendimize olan inancımizin artmasıdir.
Çünkü millet olarak ekonomik kalkınmak kadar ruhen yükselmemiz de önemlidir.

Bugün yaşadığımız topraklar, farklı kültürlerin, dillerin, inançların, toplulukların birlikte yaşadığı bir alandir. Bu çeşitlilik, zaman zaman zorluklar doğursa da, gercekten büyük bir zenginliktir.

Ama bu zenginliği bilince dönüştürmek kolay değildir.
Son zamanlarda yapılan en kritik hamlelerden biri, tam da bu çeşitliliği........

© Mardin Life