Beğeni Rahatsızlığı ve kendini paylaşma hastalığj... |
Hayat neyin etrafında dönüyor deseler “kendini gösterme, beğendirme ve kabul ettirme” etrafında dönüp dolaşıyor derim… Yeryüzünde gerçekleşen her eylemin arkasında sanki bu amaç yatıyor…
Seven sevdiğine, çocuk ebeveynine, işçi patronuna, memur amirine, asker komutanına, satıcı alıcıya, öğrenci öğretmenine, kul rabbine, köle efendisine, karı-koca birbirine, devlet millete, millet devlete kendini beğendirmek, göstermek, kabul ettirmek için çalışıp durmaktadır… Herkes bir beğeni, bir kabul, bir onay peşinde koşmaktadır…
Elbette bu durum insanın doğasında var olan fıtri bir durumdur ve olması gerekendir… Ancak bunun da bir sınırı, bir hududu olmalıdır… Beğeni, onay, kabul almak için her kılığa girmek, her olumsuzluğa eyvallahçı olmak, şaklabanlık yapmak doğru değildir… Hakkın rızasından sonra gelir insanların rızası… Hakkı razı etmeden kulları razı etmeye kalkmak beyhude bir çabadan ibarettir… Maalesef günümüzde “kabul görme, onay alma, beğeni alma” arzusu sosyal medya ile çığırından çıktı ve ahlaksızlığın zirvesine ulaştı… Bu kanayan yaramızı kapatamazsak daha nice cerahat akıp gelecektir…
Sosyal medyanın etkin kullanıldığı bu çağın en büyük hastalığı hiç şüphesiz ki “riya/gösteriş” hastalığıdır… Sosyal medyanın bize öğrettiği çok şey olduğu gibi bizden alıp götürdüğü de çok şey oldu… Sosyal medya tümüyle kötü değildir… İyi görevler de icra etmektedir… Şahsen sosyal medyayı “hakikati ve iyiliği yayma, mazlumiyet ve mağduriyeti dillendirme” aracı olarak görüyor ve öyle kullanıyorum… Ama maalesef sosyal medya çoğunluk için karalama aracı, kendini gösterme yeri, şaklabanlıkla para kazanma mekanına dönüşmüş durumda…
Hiçbir özelliği olmayan, tek özelliği sahtekarlık, karaktersizlik, şaklabanlık olan insanlar türlü türlü hallere girerek, helal haram, ayıp günah dinlemeyerek beğeni........