Geçmişten Günümüze Ürdün Türklerinin Tarihi

Emeviler döneminde Maveraünnehir’e yapılan akınlar sonucu Türkistan’dan getirilen binlerce Türk’ün iskânıyla başlayan süreç, Abbasiler döneminde de sürmüştür. Devlet merkezinin Irak’a taşınmasıyla Suriye ile birlikte ihmal edilen Ürdün, IX ve X. yüzyıllarda Abbâsîler’in zayıflamasıyla Mısır’da ortaya çıkan Tolunoğulları ve İhşîdîler gibi mahallî hânedanların egemenliğine girmiştir. Böylece Türklerin Batı’ya doğru hareketi giderek hız kazanmıştır. Bu dönemlerde bölgeye yönelik Türk göçleri artmış olmakla birlikte, asıl olarak bu göçlerin Selçuklularla birlikte ivme kazandığı görülmektedir.

Nitekim Oğuz/Türkmen kökenli toplulukların özellikle Selçuklu ve erken Osmanlı dönemlerinden itibaren Levant bölgesine yaptığı göçlerin kitleselleştiği görülecektir.

Tüm bunlar yaşanırken Fâtımî nüfuzuna boyun eğen Ürdün’e Kuzey Arabistan’dan gelen Tay gibi kabileler yerleşmeye başlamıştır. Bu kabilelerin yol açtığı çeşitli isyanları 1029’daki Ukhuvâne savaşında bertaraf eden Fâtımî yönetiminin varlığı, davet üzerine yardımlarına gelen Selçuklu Emîri Atsız bin Uvak’ın Filistin ve Ürdün’ü ele geçirmesiyle sona erdi.

XII. yüzyılın başlarında Ürdün, Haçlılar’la Kahire ve Şam’daki beylikler arasında tampon bölge niteliğindeydi. Kudüs Kralı I. Baudouin 1115’te bölgeyi egemenliği altına aldı. Ürdün’de Suriye ile Mısır ve Hicaz’ı birbirine bağlayan kervan yolu üzerindeki Şevbek ve Kerek kaleleri bu dönemde Haçlılar’ın önemli merkezlerindendi. Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin bölgeyi fethinin ardından Ürdün Eyyûbîler’in yönetimi altına girdi.

1260 yılından itibaren Memlük hâkimiyetine giren Ürdün’ün kuzeyi Şam (Suriye) nâibü’s-saltanasına bağlı bir idarî birim haline geldi. Ürdün, Memlükler döneminde Kerek, Şevbek, Aclûn ve Ezrak kaleleriyle bölge savunması için önemli bir rol........

© Manisa Meydan Gazetesi