menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GERÇEKLERİ SÖYLEYEN AVUKATI DA AVUKATLIK MESLEĞİNİ DE İDAM EDEMEZSİNİZ

9 0
previous day

Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuk da tanınmamaktadır hukuksuzlukta sınır da. Her şeyden önce şu bilinmelidir ki şahsım adına konuşmam gerektiğinde sıklıkla paylaşım yapmamın ve konuşmamın en büyük sebebi, yargının çok kötü durumda olması, insanlara ve avukatlara yaşatılan büyük sıkıntılardır. Ve tüm bunların kimse tarafından bilinmemesi ve duyulmaması istenmektedir. Hiçbir şekilde sesimizi duyuramadığımız için ne yapacağımızı bilemediğimiz tüm durumlarda yalnızca sesimizi duyurabilmek adına her türde hukuki yolu denemekteyiz. Buna da kimse engel olamaz. Zira yargı mercileri ve onları şikayet mercileri yetersiz, ilgisiz ve ciddiyetsizdir.

Yargıya çok büyük saygımın olmasına rağmen saygısız kişilerin hukuku ve Türk hukuk sistemini bu hale getirmeleri sebebiyle sıklıkla sorun yaşandığı hususu ve bu beyanatım, yalnızca beni bağlamaktadır. Yoksa bir başka avukat reklam için konuşmuş veya televizyon programına katılmış ya da ünlü bir sevgilisi olmuş magazin sayfalarına düşmüş veya sevgilisinin evinde rezidansta darp edilmiş, bu konular benden bir hayli uzaktır ve konu dışıdır.

Bugüne kadar gerek İzmir Adliyesinde gerek farklı mecralarda şahsıma yönelik ve yalnızca avukatlık mesleğini icra ve ifa ettiğim ve bir vatandaş olarak yasal şikayet hakkımı kullandığım için sergilen hukuksuz durumları şikayetlere konu yaptım. Bir kişi bile sağlıklı bir ceza almadı. Hatta çoğu hiç ceza almadı. Adliyenin içinde kapılarda tacizler yaşandı. Bunlar duyulmasın diye hep üzeri kapatıldı. Açıkçası ahlaksızlık savunuldu. Hukuktan kaçıldı. Müştekiler itibarsızlaştırılmak ve müştekinin üzerine suç isnat edilmek istendi. Adliyelerde o kadar çok suç işlendi ki, müştekinin artık bunları dile getirecek vakti, zamanı ve gücü kalmadı.

Adliyelerde hakimler ve savcılardan çok sayıda kişi suç işledi. Zira görevi kötüye kullanmak da bir suçtu. Hakimler ve Savcılar Kurulu hiçbir işlem yapmadı. "Bizlere matbu işlem yapmama yazısı gönderiliyor" denildi diye format değiştirildi ve şıklı işlem yapmama evrakı gönderilmeye başlandı. Adliyede resmi belgede sahtecilik olayı oldu, basit yargılama usulünün uygulandığı dosyada hakim, kararına geçmiş tarih attı ama bunun üzerine düşülmedi. Cinsel tacize varan büyük taciz olayları oldu ama üzeri kapatıldı. Adliye içinde yalancı tanık arandı. Kollukta telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve resmi evraklarımıza el konulmak istendi. Buna izin vermeyen avukatlar kolluk binasına sokulmadı ve soğukta, bahçede işkence ile bekletildi. Savcı müştekiden para talep etti. Neymiş? "Görevini yapmadı." denilmiş. Peki gerçekte görevini yaptı mı? Tabi ki hayır. Hakim ne yaptı? O da dosyada onu kayırdı. Bunun dışında avukatlar duruşma için adliyeye gittiğinde ne oldu? Saatlerce (beş-on saat arası) bekledi, bekletildi ama yine bu........

© Manisa Meydan Gazetesi