Özgürlüğü Düşünmek II
Düşünce tarihinde özgürlük fikrinin üç ana tanımını görüyoruz. İlk tanıma göre özgürlük, her şeyden önce “kendini gerçekleştirme” anlamına gelmektedir. Bu husus, kişinin kendi iradesiyle eylemlerini başlatmak için doğuştan sahip olduğu ve bir dereceye kadar öncül belirleyici koşullar tarafından şekillenmemiş bir güce işaret eder.[1] İnsanın yapısal bir olanağı olarak karşımıza çıkan bu güç “engel olmaksızın” herkesin istediğini yapabilme kudreti, fırsat veya avantajı olarak tanımlanabilir. Özü gereği vazgeçilmez bir talep olarak tüm açıklamaların merkezinde duran bu güç, kişisel eylemin gerisindeki temel saik olarak gerçekleştirilmesi gereken bir değer ya da hak fikrine denk düşer. Bu değeri ya da hakkı gerçekleştirmek ise bir imkândan, yani insanın kendiyle insanlar arası eylemlerinde kendini gösterebilecek olan olanaklarından ibarettir. Bu çerçevede özgürlük insan denilen varlığın yapısal bir özelliği ve sadece onun türüne özgü bir husus haline gelir. Bu husus bazen istemeye bazen eylemlere hatta bazen de özgürlüğe mahkûmluğa atfedilerek farklı bakışlar içinde açıklansa da özgürlük, kişi perspektifinden tanımlanan ve toplumsal özgürlük ya da toplumun........
© Maarifin Sesi
