Yeni Bir Selâhaddîn’i Beklerken

Filistin topraklarında hak ile bâtıl mücadelesi uzun süredir devam ediyor. Bundan yaklaşık on asır önce Haçlı yağmacılarının nihaî amacı yine Kudüs idi ve geçtikleri yerleri yakıp yıkarak o mukaddes topraklara girdiler. Ama Allâh’ınyeryüzündeki kılıçlarından biri yani ceddimiz Selâhaddîn-i Eyyûbî onları bekliyordu. Destansı bir mücadeleyle “Selâm Diyarı” olan Kudüs’ü savundu. Zira Kudüs; nebîlerin, sahâbîlerin, velîlerin, âlimlerin emanetiydi. En önemlisi de ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ’nın bulunduğu yerdi. İki cihan efendisi Hz. Muhammed (sav), isrâ ile Mekke’den Kudüs’e gelmiş ve buradan mirâc ile semâya yükselmişti. Akılları hayran eden bu hâdise, biz Müslümanlar için maddedenmanâya ulaşmanın, bedenî arazlarından sıyrılıp ruhî arınmaya erişmenin, kalbî bir mirâca yükselişin sembolüdür.

Kudüs’ün diğer din ve inançlar açısından önemli olduğunu da söylemeden geçmemek gerekir. Kur’ân-ı Kerîm’in muhtelif âyetlerinde Kudüs ve çevresinin “bereketli kılınan” bir yer olduğu vurgulanmıştır. Bu mübarek yer nice peygambere ve evliyâya beşiklik etmiştir. Yahudiler açısından va’dedilmiş topraklar içinde bulunan Kudüs, Hz. Musa başta olmak üzere Hz. Davud ve Hz. Süleyman gibi “Benî İsrâîl”inmeşhur peygamberlerinin yaşadığı yerdir. Burası sadece Yahudiler için değil Hristiyanlar için de önemlidir. Zira Hz. Îsâ, mucizevî bir şekilde bu topraklarda dünyaya gözünü açmış; hayatının önemli bir kısmını burada geçirmiştir.........

© Maarifin Sesi