Hâlden Anlamak

Fransa ile İngiltere-Prusya ittifakı arasında geçen ve tarihte Waterloo Savaşı veya Muharebesi olarak bilinen (16-18 Haziran 1815) savaş sırasında İmparator Napolyon, savaşın kaybedilmek üzere olduğunu anlayınca cephe komutanı generali huzuruna çağırır ve sorar; “General! Söyler misin, savaşı neden kaybediyoruz?”

General, bu soruya “Onlarca neden var efendim!” diye cevap vererek saymaya başlar. “Bir: Barutumuz bitti…” Durumu anlayan Napolyon, başını öne eğer ve “Dur!” der, “Ötekileri saymanın bir gereği yok.”

Rahmetli babam, tarlaya buğday ekerken tohumu çok seyrek saçtığını söyleyen konu komşuya “Seyrek ekiyorum, çünkü sebebi var.” diyor ve elindeki tohumu ancak bu şekilde bütün tarlaya yetirebileceğini biliyordu. Onun ümidi her bir tohum çimlenip kardeşlendiğinde tarlada boşluk kalmayacağıydı.

Cahit Sıtkı Tarancı, devamı farklı kapılara çıksa da Gün Eksilmesin Penceremden şiirinde “Ne doğan güne hükmüm geçer, / Ne hâlden anlayan bulunur…” derken insanlığın en önemli meselesini dile getirir: Hâlden anlamamak.

Bir insanın sevinçlerinin sebebi olduğu gibi üzüntüsünün, ağlamasının, öfkesinin, kırgınlığının, eleştirisinin, serzenişinin, suskunluğunun, karamsarlığının da sebebi vardır. Bir işi yapmıyorsa veya yapamıyorsa sebebi vardır… Bir eş, herhangi bir konuda “Var da mı yapmadım!” diyerek eşine tepki veriyorsa sebebi vardır. Birisi olamıyorsa veya bir şeyi olduramıyorsa sebebi vardır.

Dost, arkadaş, akraba, kardeş, amir, memur, patron, işçi… Yakınlık ve ilişki derecesi ne olursa olsun sebep ya da sebepleri anlayabilmek için........

© Maarifin Sesi