Çocuklara Komşuluk Adabı Nasıl Öğretilmeli?

Bir yaz günü balkonda keyifle çayınızı yudumlarken bir yıldız kaydığını görüp heyecanlanırsınız. Kayanın yıldız değil, üst katlarda oturan komşularınızdan birinin fiskelediği sigara izmariti olduğunu öğrendiğinizde heyecanınız yarım kalır. Yüzünüzde anlamlı ve acı bir tebessüm belirir.

Günün herhangi bir saatinde, balkon veya pencere kenarında pirinç taneleri görürsünüz. Bazen içinde birkaç minik tavuk kırıntısı, bazen kırmızı et. Üst katlardan birinde tavuklu ya da etli pilav yenmiş anlaşılan.

Peynir, ekmek, simit kırıntıları, makarna parçacıkları, hatta tel veya arpa şehriye, makarna, hatta mantı… Neyse, listeyi fazla uzatmayalım.

Sonunda dayanamıyorsunuz ve hanımınıza diyorsunuz ki: “İstersen bundan sonra yemek yapma, nasıl olsa üst katlardaki komşularımız yemeklerini bizimle paylaşıyor!”

Yediklerini, pencere kenarları ve balkonlar aracılığıyla alt katlardaki komşularıyla paylaşan iyi komşularımız vardır bizim.

Yine alt katlardaki komşularının balkonunu (evine ve çevreye duyarlı olduğundan mı nedir) içtiği sigaranın izmariti ve külleri için kül tablası, yediği kuru yemişler için çöp kovası olarak kullanabilen; balkon kenarına serdiği halı ve çamaşırlarla alt katlardaki komşularının pencerelerini, balkonlarını yıkayan; yüksek sesli konuşmalarla komşularını kendi aile mahremiyetlerine ortak ederek aileden birisi yapan; dinlediği müzikleri, seyrettiği programları komşularına dinletme inceliği gösteren; ara sıra tepenizde at koşturan; zamansız tadilat, tamirat ve gürültülerle komşularını uyanık ve diri tutan komşuları da unutmamak lazım.

Köylerde vaziyet nasıl bilmem ama şehirlerde üç aşağı beş yukarı durum bundan ibaret. Her şeye rağmen modern şehrin modern apartmanlarında........

© Maarifin Sesi