Çığırlar arasında Ebu Hanife 

Ebu Hanife’yi nasıl okumak veya tanımak lazım? Tarihte nereye veya hangi çığıra yerleştirmek doğru olur? Hakkında başkalarından menkul değerlendirmeler ne kadar isabet ediyor, gerçeği aksettiriyor? Ebu Hanife kelam ekollerinden önce fıkhi ve kelami değerlendirmelerde bulunmuştur. Dolayısıyla kelamcıların öncüsü ve selefleri arasındadır. Bu hususta en çok tartışılan görüşü amellerin imandan bir cüz olup olmadığı meselesidir. Ebu Hanife imanın sabit olduğunu ve artıp eksilmeyeceğini söylemiştir. Gönül düzeyinde olmasa bile nutuk ve telaffuz düzeyinde elbette iman artıp eksilmez. Lakin amellerin de etkisiyle yakin boyutunda, düzeyinde azalır veya eksilir. Bu açıdan Ebu Hanife ile muarızları arasında bu meseleye dair ihtilaf lafzi gözüküyor. Bu durum usülcülerin dediği gibi ‘el hükmü ale’ş şey’i fer’un min tasavvurihi’ kaidesine giriyor. Tanımlamalar arasındaki sınırlar eşyaya bakışımızla alakalıdır. Burada afak ile zihni sınırlar bazen birbirinden ayrılıyor. Ebu Hanife’nin iman artmaz veya eksilmez anlayışı onun mürcie olarak suçlanmasına neden olmuştur. Ebu Yusuf ile diğer........

© Maarifin Sesi