Birelviler ve Ticaniler

Mısır, Ticanileri temsil ettiğini söyleyen Salah Ticani denilen bir adamı tartışıyor. Bu ülke sınırlarını aşan ve taşan bir biçimde onunla ilgili söylentilerle çalkalanıyor. Tarikatlar Yüksek Konseyi’nde Ticanileri temsil eden Muhammed Hafız et Ticani, tartışmalara konu olan Salah et Ticani’nin 2017 yılı itibarıyla tarikatlarıyla ilişiğinin kesildiğini ifade ediyor.

Salah et Ticani’nin şahsının dışında tarikat da genel olarak tartışma konusudur. Şatahata (şer-i şerife uygun olmayan akval ve ahval) en yatkın tarikatlar arasında gösterilmektedir. İstişrak ve emperyalist odak ve çevrelere yakın duruşuyla da anılmaktadır. Esasında 18’inci yüzyıl itibarıyla Mısır da dahil Kuzey Afrika genelinde tarikatlar müteşerri çizgilerini kaybetmişler ve sömürgeci çevrelerin nüfuz alanına girmişlerdir. Elbette istisnalar vardır. Esasında ve özünde Ticaniler tartışmaya açık bir tarikat hüviyeti taşımaktadır. Kuzey Afrika kökenli bu tarikatla ilgili çeşitli şaibeler dolaşmaktadır. Şatahat türü hareketleri barındırması nedeniyle sızmaya gayet müsait bir zemin teşkil etmektedir. En son kendinden menkul şeyh olan Salah et Ticani’nin hareketleriyle gündeme gelmiş kendinden ve tarikatından bolca söz ettirmiştir. Bazı kadınlarla elektronik ortamda sürtüştüğü iddia ediliyor. Bunlardan birisi de Hatice Halit olarak anılmaktadır. Salah Ticani aksine kadınların kendisine bulaştıklarını ve sürtüştüklerini söylüyor. Salah Ticani’nin hali bir Arap atasözünü çağrıştırıyor: ‘E haşefen ve sue kile’ yani hem kötü hurma hem eksik tartı. Adam sufi edebiyatında şatahat diye tabir edilen Mısırlıların derveşe dedikleri hali temsil ediyor. Derveşe hurafeye düşkünlük anlamında kullanılıyor. Mısır İslami hareketler uzmanı Atiyye Adlan’ın ifade ettiği gibi bu tiplere gerçek manada zahid ve abid değil daha ziyade şarlatan demek mümkündür. Salah et Ticani ilginç laflar ediyor; müridin şeyhine muhabbet beslemede şirk ya da ortak koşamayacağını söylüyor. Peki Allah’ı daha çok sevse bu şirk sayılmayacak mı? Bunlar derinliği olmayan sathi sözlerdir. Muhabbette şirk ortamından bahsediyor. Kısaca akla hayale gelmedik şeyler söylüyor. Başka bir ifadesi de peygamber Allah’ın zati nurundan yaratılmadır ve mahluk değildir. Bu sözüyle mahluku halık seviyesine yükseltiyor ve Allah’a ortak koşuyor. Bu açıdan bazıları bu ifadesini Hıristiyanlık anlayışındaki Mesih telakkisine ve algısına benzetiyor. Kadınlara sarkıntılık etme suçlamasıyla birlikte Mısır adli makamları harekete geçiyor. Lakin hakkında yürürlüğü durdurma işlemi uygulanıyor. Gizli bir elin kendisini kolladığı belli. Bu gözaltı tedbiri ile birlikte kimileri Mısır’daki sapkın anlayışların cerahatinin akıtıldığını ileri sürüyor.

Ben aynı kanaatte değilim. Sağduyusunu kaybetmiş toplumun sığlığı devam ettikçe maalesef halk arasında bu tür şarlatanlar eksik olmayacaktır.

Buradan Hindistan ve Pakistan bölgesinde varlık gösteren Birelvilere köprü kurabiliriz. Onların da Hazreti Peygamber hakkında böyle ölçüsüz iddiaları ve bidat ve mübalağaları bulunuyor. Birelviler bu ülkelerde tefrika odağı haline gelmiş bulunuyorlar. Ticaniler sömürgecilerle ve gayri Müslim devletlerle temas hattında bulunan bir cereyandır. Türkiye’de de bir zamanlar Kemal Pilavoğlu ve hadisesiyle anılmışlardı.

Birelvi akımının kurucusu olan Ahmet Rıza Birelvi öncelikli olarak şer’i ilimleri babasından tahsil etmiştir. Aile kökenlerinin Şii olduğu sanılıyor.

Birelviler........

© Maarifin Sesi