Şahsiyet; “şahs” sözcüğünden türetilen; fert, birey, kişi manasına gelen Arapça bir kelimedir. Şahsiyet, insanın manevi, kültürel ve ilmi değerlerini de içine alan seciye ve karakter anlamına da gelen bir kavramdır.
Kendini bilen, idrak ve iradesiyle nefsine hâkim olan, davranışlarını toplumun değer yargılarına uygun biçimde yönetebilen, saygınlığı ile toplumda örneklik teşkil eden kişiler için de şahsiyetli tabiri kullanılır. Şahsiyetli insan aynı zamanda toplumun her konuda kendisini örnek alacağı rol model demektir.
Bilim adamları, şahsiyetin hem doğuştan gelen hem de çevre ile etkileşim sebebiyle sonradan kazanılan özelliklerden oluştuğunu ifade ederler. Ancak aynı görüş Peygamberler için söz konusu değildir. Çünkü Peygamberler Allah’ın iradesi doğrultusunda insanları; imanî, amelî e zihnî planda değiştirme ve dönüştürme amacıyla görevlendirilen müstesna insanlardır. Peygamberleri diğer insanlardan ayıran en önemli özellik ise, vahyin kontrolü altında olmaları; hiçbir şeyden etkilenmeden doğrudan kendilerine bildirilen emirleri tebliğ etme, bunların anlaşılması ve uygulanması hususunda insanlara rol model olacak bir şekilde hayat sürmeleridir.
Hz. Muhammed (s.a.v) bütün insanlık için gönderilen en son ve tol model peygamberdir. Kur’an’ın ifadesiyle İslam dini Onun ile kemale ermiştir. 23 senelik peygamberlik döneminde en basitinden en teferruatına kadar tüm insanlığa; itikatta, amelde, muamelatta, ahlak, adapta, adalette, liyakatte, emanette, tevazuda, hoşgörüde, şefkat, merhamette, darlıkta, genişlikte, külfette, nimette, zorlukta- kolaylıkta velhasıl hayatın her alanında İslam’ın prensip ve hükümlerine göre bir Müslümanın nasıl bir hayat sürmesi gerektiğini sözleri, fiilleri ve takrirleri ile bizzat yaşayarak göstermiştir.
Hz. Peygamber; müminlerin mihrapta imamları, minberde hatipleri, kürsüde vaizleri, mahkemede hâkimleri, harpte komutanlarıdır. O Ticari hayatta mutemet bir tacirdir. Sosyal hayatta güven duyulan samimi bir dost ve arkadaştır. Geçimli bir komşu, müşfik bir baba, şefkatli bir koca, müminlere bilmediklerini öğreten bir hocadır. Allah’a ve Ahiret gününe inanan annelerin babaların, çocukların, gençlerin, yaşlıların, yöneticilerin, yargıçların, komutanların, yöneticilerin, devlet adamlarının velhasıl tüm insanlığın örnek alabilecekleri önder, lider, mürşit ve rehberdir.
Hz. Muhammed’in ahlâkı ve şahsiyeti hakkında en önemli kaynak Kur’ân-ı Kerîm’dir. Onun hayatı ve yaşantısı bizzat Kur’an’ın tefsiri mahiyetindedir. Nitekim Hz. Aişe validemizin ifadesiyle; “O’nun ahlakı Kur’an ahlakıdır. O yaşayan bir Kur’an’dır.” C. Hak Hz. Muhammed’i âlemlere rahmet olarak, (s.a.v)“Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya,107) Ahlakı en güzel ve en üstün olarak; “Muhakkak ki sen en üstün bir ahlak üzeresin” hayatı ve şahsiyeti ve yaşantısı itibariyle rol model olarak, “Andolsun ki, Allah’ın Resulünde sizin için, Allah’a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzap, 21)
Hz. Peygamber, tüm işlerinde Hakkı, hukuku, adaleti, liyakati, istişareyi, maslahatı gözeten bir beşer aynı zamanda bir yöneticidir. “Ey İnsanlar kimin benim üzerimde bir hakkı varsa gelsin alsın. Kime borcum varsa gelsin istesin.” Diyerek işledikleri değil, işleyecekleri suçları bile dokunulmazlık zırhı ile koruma altına alan, kendilerini başkalarından üstün görme gayreti içinde olanlara; bir devlet ve siyaset adamlığının nasıl olması........