Hadi Taşçı: Kavi Bir Mümin, Dava Delisi Bir Mücahit ve Güzel Bir Dostumdu

Bugün O’da dönüşü olmayan sonsuz yolculuğa çıktı. Bu mübarek günlerde sefer eyledi dâr ü bekaya . Yüce Nebi buyurur : “Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden azad olan Ramazan ayının” mağfiret kısmında ; yatsı namazını Buhara Mescidi’nde Teravih namazıyla birlikte eda ederek evinde temiz bir şekilde ebedi yolculuğa çıktı Hadi Taşçı kardeşim. Yolun açık, menzilin mübarek olsun benim aziz dostum. Yolun açık olsun. Kabrin nurlarla dolsun. Mekanın cennet olsun. Bu yıl aramızdan peş peşe , dünyaya veda ederek giden gidene o asli vatanımıza. Ölüm: Ruhun gurbetten sılaya uçmasıdır. Ölüme , bazen dünyayı değiştirmekte denir. Ahirete yolculuk , berzaha açılan kabir kapısıyla başlar. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur. Ümidimiz senin kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Salıya duyulan hasret, insanı gurbetten kendine çeker. Misafir olarak gittiğiniz saray da olsa ; siz yine de kendi yıkık viranenize hasret çekmez misiniz? İşte ervah aleminden dünyaya gelen bizim ruhumuz da gurbette de kaldığı ömür kadar asli mekanına o kadar hasret çeker. Ölümle işte bu hasret biter.
İşte ölüm ; böyle güzel bir yolculuğa çıkmak için sefer valizlerimizi hazırlamaktır. Ameli ve fiilleri güzel olanların valizlerini hazırlamaları çok uzun sürmez. Onlar bu sefere bayrama gider gibi güle oynaya çıkarlar ama arkalarında ağlayanları hüzün içinde bırakarak giderler bu dönülmez sefere.
Hadi Taşçı dostum da böyle bir sefere çıktı herkese sürpriz yaparak. Onun bohçası her zaman sırtında ve her dem sefere hazır olan bir yiğitti. O, babamın çocukluktan beri en yakın dostlarındandı. Çünkü onun babası da benim babanın can dostu idi. Biz bir aile gibi idik, Taşçı ailesiyle. Allah rahmet eylesin önden gidenlere.
Hadi ; dava delisi, mücahit ve ilme susamış bir insan idi. O, Urfa’nın tüm alim ve meşayihlerine meftun idi. O, gah Molla Derviş Hocanın hanesinde, gah Molla Said Hocanın evinde ya da gah Kıbrıs Tekkesinde Arap Hocanın ders halkasında bulunan bir yiğit idi.
Kelimenin tam manasıyla O, gündüz külahlı, gece ise silahlı biri idi. Gözü pek , yiğit , doğruları kimseden çekinmeden söyleyen biri idi. Milli Selametin afişlerini direklere asacak kadar cesurda. Kızdı mı külahı başında kendiliğinden dönerdi mübareğin. Ben, kafa derisinin böyle hareket eden ikinci bir kimse tanımıyorum, Hadi’den başka. Şalvarlı bir mücahit idi benim kardeşim Hacı Hadi Taşçı.
Refah Partisi döneminde benim elim kolum idi. Tam altmış üç gün; gece gündüz bizimle ter attı. Sanki kendisi Belediye Başkanı seçilecek gibi çalıştı. Hasbi bir çalışma idi bu. Tüm çalışan........

© Maarifin Sesi