Ezbere bir hayat sürmek!

Bir eğitim-öğretim yılını daha geride bırakıyoruz. Geride bıraktığımız yılın daha öncekilerden bir farkının olup olmadığı hatta olması gerekip gerekmediği şeklinde nitelikli bir tartışmamız olabilseydi keşke. O zaman belki herkesin çok şikayetçi göründüğü bu yapıyı başka türlü yapma imkanımız olabilirdi. Bu vesileyle esasında sık sık tekrarladığımız bazı hususlara değinmekte fayda görüyorum. Türkiye’de yürürlükte bir eğitim-öğretim sistemi var. Sistemin işleyişi ile ilgili hoşnutsuzluğumuz olsa da bu hoşnutsuzluğu yapısal bir eleştiriyle bütünleştirme becerisi gösteremiyoruz. Bu yüzden de bazı teknik aksaklıklar temelinde bir döngüde dönüp duruyoruz. Bazen müfredat oluyor gündemimiz bazen öğretmenin niteliği bazen sınav sistemi vs. Ancak nihayetinde dönüp durduğumuz yer üç aşağı beş yukarı aynı yer oluyor.

Tarihsel olarak bakıldığında ülkemizde eğitimin içinde aktığı sınırları çizilmiş bir kanal var ve bu kanal bütün mantığı, kurgusu ve işleyişiyle yürürlükte olmaya devam ediyor. Devam etmesi için açık veya örtük pek çok faaliyetin yürütüldüğünü söylemek mümkün. Diğer taraftan bütün eleştirel görünümüne rağmen mevcut yapının varlığını sorun eden dolayısıyla bu yönde ve bu şekilde devam etmemesi için bir faaliyetin yürütüldüğünden bahsetmek çok da mümkün değil.

İdeolojik bir takım dokunuşların şüphesiz Türkiye tarihi içiresinde anlamı........

© Maarifin Sesi