Dipten Gelen Dalga...

Milyonların hem yüreğine, hem beynine çakılan bu sözcükler ona ait:

- Dipten gelen dalga!

Yani, bu toprakları bin yıldır yurt edinmiş olanların çocukları! Yani, en olmaz denilen şartlarda “ayağa kalkanlar” ve muzaffer olmayı bilenler...

- Yani Türk milleti!

Tüm konuşmalarımızda, o umudun temsilcisiydi. Benim zaman zaman içine düştüğüm karamsarlıklara kesin bir kararlılıkla karşı çıkar, yakın tarihin, Kurtuluş Savaşı’nın en karanlık günlerinden örnekler verirdi. Yine böylesine karanlık düşüncelere savrulduğum bir akşamüstü, tesadüfen karşılaşmıştık.

İçimdeki sıkıntı, öfke karışımı “karanlık” yüzüme vurmuş olacak ki; kendine has tebessümüyle yumuşak biçimde paylamıştı:

- Tanzimat aydını ruhuna teslim olma!

Türk aydınının halktan bu denli uzak, bu denli kopuk olmasını, ülkenin sömürge konumuna düşmesinde başlıca etken olarak görüyordu. Bunu açıkça anlatıyordu da:

- Türk aydınlarının başka bir modele göre kendilerini şekillendirme olayı Tanzimat’tan bu yana var... Aydının yaşama biçiminden dünyaya bakışına kadar her şeyiyle, halkın her şeyi arasında mahiyet farkı doğdu... 19. yüzyılda yarı sömürgeleşmiş bütün dünya........

© Korkusuz