Optimal ekonomi maksimum geçim derdi

Bir süredir ekonomi yönetimlerinin sayesinde hayatımıza bir sürü yeni kavram girdi.
Heterodoks, epistemolojik, shrinkflasyon, skimplasyon, stagflasyon...
Sadece aklıma ilk gelenler bunlar. Her biri ayrı bir ders konusu, ayrı bir tartışma başlığı.
Ama hepsi, ülkenin ekonomik ruh halini tek başına özetlemeye yetiyor.

Şimdi bu listeye Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın son açıklamasıyla bir kelime daha eklendi: Optimal!

Bakan, “Asgari ücret tespit komisyonundan hem çalışanlarımızın refahını koruyan hem de işverenlerin üretim ve istihdam gücünü gözeten optimal bir seviyenin çıkacağına inanıyorum” dedi.

Optimal...
TDK’ya göre “en uygun”.

Peki markete, kasaya, kira gününe, faturaya sorsak?
“En uygun” hayat nerede, nasıl yaşanıyor, gerçekten biliyor muyuz?

Çünkü hayat pahalılığı maksimumda.
Geçim derdi maksimumda.
Borçlar maksimumda.
Kaygı maksimumda.

İnsanların günü kurtarmak için geliştirdiği küçük çözümler, hesaba kitaba boğulan saatler, borcu borçla kapatma çabası... Hepsi ama hepsi maksimumda.

Sokakta yürüyen herkesin yüzünde aynı hesap çizgisi var.
Kimse artık refahını korumaya çalışmıyor; hayatta kalmanın “optimal” yolunu arıyor.

Bir faturayı öderken diğerini geciktirmek...
Bir kredi kartından çekip diğerini döndürmek...
Kiranın arttığı ay çocuğun okul masrafından kısmak...
Bunların hiçbiri “optimal” değil; bunlar çaresizliğin günlük pratikleri.

Ekonomi literatürü büyüyor, kavramlar çoğalıyor...
Ama........

© Korkusuz