ERKAL EGE’NİN ARDINDAN |
1990’lı yılların sonuydu. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile fikir ayrılığına düşen ve bugün hala daha görüştüğüm değerli dostlarım Nizam-ı Alem Ocaklarından ayrılmıştı.
Nizam-ı Alem Ocağında kimse kalmamıştı. Tek başına o kadar eşya ile ne yapacaktım? Ocağın tabelasını da indirmek hiç içimden gelmiyordu.
Dört Yol’da bulunan bugün ki adı beyaz han iş merkezine taşıdım ocağın eşyalarını. Kolaylı ailesine ait bir binaydı iş hanı. Sağ olsunlar çok desteklerini gördüm.
Ocağı taşımasına taşımıştım, tabelayı da asmıştım ama kirayı nasıl ödeyecektim? Tek maaşımla kirayı ödemem mümkün değildi.
Ocağın yönetim kadrosu ayrılınca mali destekçileri de elini ayağını çekmişti.
İşte kul sıkışmayınca Hızır yetişmez derler ya o misal…
Eski Ülkücü ağabeylerin kapısını çaldım, durumu anlattım, ocağın tabelasını indirmek, kapısına kilit vurmak istemiyordum.
Erkal Ege, ocağın kira ve diğer giderlerinin karşılanması için ülkücü ağabeyleri Ocağa davet etti. Durumu birde kendilerine tekrardan anlattım. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi eski daire başkanı Doğan Kara(o yılarda belediyede görevli değildi) ve ismini şimdi burada açıklamak istemediğim ülkücü ağabeyler kendi aralarında para topladılar.
Kira ve giderleri toplamıştık, hatırlı ve vefalı davranmışlardı, onlarında içine sinmemişti........