Son yazdığım makalede, Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz günü KKTC Meclisinde yapacağı konuşmaya atıfta bulunup, bununla ilgili başka bir makale yazmayı düşündüğümü söylemiştim.
Dolayısıyla bugünkü konumuz budur.
Malumunuzdur, Erdoğan en son KKTC Meclisine gelip konuşma yaptığında tarihler 19 Temmuz 2021’i gösteriyordu.
Fakat o konuşmanın içeriğinden çok CTP’nin o gün yaptığı boykot gündem olmuştu ve ben de bu tavrı hararetle alkışlamıştım.
Belki de son 5 yıllık siyasi tarihin en anlamlı ve kritik siyasi tavrı, öncesi ve sonrasıyla çok konuşulmuştu.
Bir kere öncesinde boykot gündemiyle toplanan CTP Parti Meclisinde son derece çetin tartışmalar yaşanmış, en sonunda da yüzde 90’a yakın bir destekle boykot kararı çıkmıştı.
O günkü tartışmada açıkça “meclise girelim” tavrı alan Genel Başkan Tufan Erhürman büyük bir mağlubiyet almış ama sonrasında hiçbir şey yokmuş gibi görevine devam etmişti.
Dünyanın hiçbir yerinde kendi PM’si tarafından bu derece büyük bir mağlubiyete uğratılıp, böylesi kritik bir kararda partisiyle ters düşüp göreve devam eden bir başkan göremezsiniz. Fakat son 10 yıldır CTP’ye iyiden iyiye hakim olan siyasetsizlik ya da tabiri caizse “altın başka, üstün başka” oynaması hali, böylesi garabetlerin ortaya çıkmasına yol açmış durumdadır.
O zamanın boykot kararı son derece haklı ve geçerli bir zemine sahipti: 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yapılan pervasız müdahale.
Gerçi parti o zaman yaptığı açıklamalarda bunu “Türkiye ile Kuzey Kıbrıs ilişkilerinin doğru zeminden çıktığı" ve “Türkiye'nin tepeden bir bakışla adaya baktığı” şeklinde sebeplerle ortaya koymuştu ama yine de mesaj yerine gitmiş, dünya basınına bile konu olmuştu.
O boykot kararı hiç kuşku yok ki önemli kırılmalara ve sonuçlara yol açmıştı. Türkiye ile CTP’nin zaten son dönemde çok iyi olmayan ilişkileri zarar görmüş, iş en nihayet dönemin dışişleri bakanının meclise gelip “aranızda PKK terör örgütü sempatizanları var” demesi noktasına kadar varmıştı.
Şimdi gelinen noktada partinin vermesi gereken iki karar vardır. Bunlardan birincisi elbette Erdoğan’ın meclis konuşmasıdır. İkincisiyse Külliye meselesi…
Birincisinden........