MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Siyasette rüşvet, toplumların en temel güven unsurlarından birini sarstığı için, ülkelerin en ciddi sorunudur... Rüşvet, bir kişinin ya da kurumun, kamu görevlisine veya politikacıya, genellikle yasa dışı veya etik olmayan bir şekilde, kişisel çıkar sağlamak amacıyla para, hizmet veya başka değerler sunmasıdır... Maalesef, günümüzde KKTC siyasetinde rüşvetin arttığına dair, birçok endişe verici gösterge ve iddia bulunmaktadır... Bu artışın altında yatan nedenleri anlamak ve bu sorunu çözmek, ülkedeki demokratik süreçlerin sağlığı için artık elzemdir.
KKTC'de, son yıllarda siyasette rüşvetin arttığına dair endişe verici göstergeler bulunmaktadır... Bu durumun, KKTC'nin demokratik süreçlerini ve toplumun güvenini her geçen gün daha fazla zayıflattığı, önemli bir gerçektir...
Siyaset, doğası gereği güç ve etki mücadelesine dayalı bir alandır... Bu güç ve etkiyi elde etmek veya sürdürmek isteyen KKTC'deki kimi siyasetçiler, rüşvet gibi yasadışı yöntemlere daha fazla yöneldiklerine yönelik gözlemler ve ihbarlar şimdi, daha fazla gün yüzüne çıkıyor...
Gerçek şu ki, ülkedeki siyasi yolsuzluklarla ilgili etkin denetim mekanizmalarının eksikliği ve/veya zayıflığı, ceza yaptırımlarının yetersizliği, bu durumları daha fazla tetikliyor...
Siyasi karar alma süreçlerinde şeffaflık eksikliği, ülke siyasetindeki rüşvetin kolayca yayılmasına ve kabul görmesine zemin hazırlıyor...
Hatırlanmalıdır ki siyasi kararların açık ve şeffaf bir şekilde alınmaması, çıkar çatışmalarını ve rüşveti sürekli etkiliyor...
Siyasetteki rüşvet, sadece parayı değil, ülkedeki ahlaki değerleri de çalmaya hep devam ediyor...
Ülke siyasetinde rüşvet, yolsuzlukların en alçakça ifadesidir ve toplumun adalete olan güvenini tamamen yok eder...
Rüşvet, halkın güvenini yıkan bir zehirdir ve ona karşı mücadele etmek, toplumun sağlıklı gelişimi için bir zorunluluktur...
Rüşvet, sadece bugünün sorunu değil, yarının da kara lekesidir... Ciddi önlemler alınmazsa, toplumun geleceğini hep karartmaya devam eder...
Rüşvet, güvenilirliği, adaleti zehirleyen bir hastalıktır ve toplumu etkileyen en büyük tehditlerden biridir...
Rüşvet, haksız kazanç sağlayanların vicdanını susturur ve adalete olan inancı hep yok eder...
Rüşvet, demokrasinin ruhunu zehirleyen bir virüstür ve bu virüse karşı aşı, şeffaflık ve hesap verebilirliktir...
Peki, KKTC siyasetinde rüşvet gibi yasa dışı kaynaklara başvurma eğilimi, neden hızla büyüyor, genişliyor ve derinleşiyor?
Kısaca buna bir bakalım...
Siyasetçinin Açgözlülüğü ve Doyumsuzluğu: Ülke siyasetçisi, şimdi daha fazla güç, para ve statü peşinde.
Siyasi İstikrarsızlık: KKTC siyasetindeki istikrarsızlık, rüşvetin artmasına zemin hazırlıyor. Ülkedeki kimi siyasetçiler, etki ve güç elde etmek için rüşveti bir araç olarak görmeyi, hayat felsefesi haline getiriyor.
Denetim ve Hesap Verebilirliğin Eksikliği: Ülkedeki siyasi denetim mekanizmalarının yetersizliği ve hesap verebilirliğin eksikliği, siyasette rüşvetin yayılmasına ve kabul görmesine katkıda bulunuyor. Siyasi karar alma süreçlerinin şeffaf olmaması, rüşvetin kolayca gizlenmesine ve yasadışı faaliyetlere zemin hazırlamasına neden oluyor.
Hatırlanmalıdır ki ülke siyasetinde rüşvet, sadece kurumların değil, toplumun da düşmanıdır. Bu düşmana karşı durmak, ülkedeki her bir bireyin sorumluluğudur...
Rüşvet, demokratik değerlerle çelişen bir suçtur ve bu suçla mücadele etmek, her KKTC vatandaşının görevidir...
Duygusal, düşüncesel ve davranışsal olarak "siyasi açgözlülük"; siyasette olan bir........