Bir tarafta Kıbrıs Türklerini Türkiye’nin kamburu olarak göstermeye çalışan sakat zihniyet, bir tarafta bu adaya geliş sırasına göre insanları yaftalayan kendinden saymayan zihniyet.
Al birini vur öbürüne.
YDP’li Turan Büyükyılmaz’ın özür de dilese talihsiz açıklaması karşıt görüşlülerin iştihanı kabarttı.
Hoşgörümüzü kaybettik.
Bu güzel coğrafyanın insanları birbirini ötekileştirerek ‘sen de kimsin’ senin konuşmak ne haddine gibi bağnaz düşüncelerle saldırır oldu.
Toplum ayrıştırılıyor, bölünüyor.
…
Bakın bir akademisyen ne diyor;
“Bu insanlar da “Kıbrıslı Türk” mü yani şimdi? Üstelik bazıları mecliste. Bir nedenden dolayı sırf ülkemizde yaşıyorlar diye herkes Kıbrıslı Türk olamaz, olmamalı. Herkesin ülkemizin geleceği konusunda söz hakkı olmamalı. Gelin önce Kıbrıslı Türk kimdir diye tanımlayalım. Seçilme, koltuk, kariyer kaygısı yaşamadan bunu yapabilirsek inanın bana uğruna mücadele edilecek ortak noktalarımız (belki de tek bir nokta) çok daha netleşecek. Bir yerden başlamak gerek.”
Hasan Ulaş Altıok…
…
Bu akademisyenimize göre insanların kafataslarına göre ya da doğum yerlerine göre Kıbrıs Türkü veya değil diye fişlenmesi ardından da durumuna göre ülkenin geleceği ile ilgili karar verip veremeyeceği yönünde karar vermemiz gerekiyor.
Bu zihniyetin Kıbrıs Türklerine tepeden bakan Rum zihniyetinden bir farkı var mı sizce?
Bence yok!
Zannedersiniz ki yıllardır bu ülkeyi Kıbrıs........