Geçtiğimiz hafta AP Milletvekili Niyazı Kızılyürek ile Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu arasında bir gerginlik yaşanmış, ikisi de birbirine ağır ithamlarda bulunmuştu. Tartışma hadisenin doğası gereği Kıbrıs sorunu hakkında tecelli etmişti. Mesele şu ki hem Kızılyürek’in hem de Ertuğruloğlu’nun haklı ve haksız olduğu yanlar varsa da makam sahiplerinin gereksizce söz düellolarında bulunması hem kendilerine yakışmamış hem de kamu vicdanını yaralamıştır.
Ülke siyasetinde elbette herkesin farklı görüşleri ve düşünceleri olabilir. Buradan malumumuz olan farklı ideolojiler doğar. Bu ideolojiler zaman içerisinde teşekküllü bir yapıya dönüşür. Ona da parti deriz. Partiler de demokrasinin bir gereği olarak seçimlere girdiği takdirde halkın görüşünü temsil eder. Böylece çok görüşlülüğün buluştuğu ortak mutabakat zemininde ülke için en doğru kararlar verilmeye çalışılır ve devletin gidişatına yön verilir. Ancak bazı konular vardır ki her daim siyaset üstünde değerlendirilmelidir. Bunlar da ülkenin bekasını ve huzurunu birinci derecede etkileyen güvenlik, eğitim, sağlık ve adalet meseleleridir. KKTC gerçeğinde bu konu çözüm sürecini ve Kıbrıslı Türklerin ulusal ve evrensel haklarını kapsar.
Bu açıdan bakılınca Kızılyürek-Ertuğruloğlu’nun tartışması büyük bir talihsizliktir. Elbette Sayın Kızılyürek’in önceki AP seçimlerinde kimin desteğiyle ve hangi amaçla Strazburg’daki parlamentoya seçildiği ortadadır.........