1983’te KKTC’nin ilanından sonra Kıbrıslı Türk futbol takımlarının ve FIFA’ya, Avrupa bazında konuşacak olursak UEFA’ya üye olan futbol kulüplerinin müsabaka yapması, bu kurumlar tarafından yapılan açıklamalar uyarınca yasaklanmıştı. Gerekçe olarak da KKTC'nin, BM'ye üye olan devletlerin çoğunluğu tarafından tanınmamış olması gösterilmişti; nihayetinde de KTFF, UEFA ve FIFA'ya üye olamayacağı için Kıbrıs Türk takımlarının diğer üye olan kulüplerle müsabaka yapmasının mümkün olamayacağı öne sürülmüştü.
Böylece yıllar içinde Türkiye takımları da dâhil herhangi bir ülkenin kulübüyle müsabaka düzenlenmemişti. Çünkü böyle bir maç yapıldığı takdirde diğer kulüplere kupalara katılamama cezası verilecekti. 1988’de bu tehdide boyun eğmeyen ve Türk Ocağı Limasol'la Girne’de müsabaka yapan Ankara Gençler Birliği, dört yıl Avrupa Kupaları'na katılmama cezası almıştı. Hatta 2007’de İngiliz Luton Town ekibiyle organize edilen bir maç, Rumlar’ın yoğun şikâyeti ve FIFA'nın uyarıları gereği daha sonra idman olarak gerçekleşmiş, belki de futbol tarihinin en tuhaf karşılaşması yaşanmıştı. Olay o kadar büyümüştü ki diplomatik bir krize sebep bile olmuştu.
Kıbrıs Türk futbolu yukarıda sayılan nedenlerle yıllar içinde sadece Ada’da maç yapmakla sınırlandırılmış, KKTC Milli Takımı da 2013 yılına kadar NF-Board'ta, aynı yıldan itibaren de tanınmayan devletlerin takımlarının üye olduğu CONIFA tarafından düzenlenen turnuvalarda yer almış, 2017 yılındaki Avrupa Şampiyonluk Turnuvası'nda ikinciliği elde etmişti.
Ancak Kıbrıs Türk futbol kulüplerinin maruz kaldığı spor ambargosu, gündemde olmasa ve basın tarafından konuşulmasa da, esasen geçtiğimiz yıl yani 2023'te delinmiş oldu. Avrupa Adalet Divanı (AAD)........