Acil gündem

Değerli okurlar, sağlık sorunları nedeniyle yazılara uzun bir süre ara vermek zorunda kaldık. Bu sırada gündem de oldukça yoğundu. Öyle ki, hangi konuya öncelik verilmesi gerektiği hususunda önce biraz kararsız kaldım. Ancak İsraillilerin Kuzey Kıbrıs’a nüfuz etmesi ve Yunanistan/Rum kesimiyle ilgili yaşanan gelişmeler hem KKTC hem de Türkiye’yi ciddi biçimde tehdit ettiği için bugünkü yazıda bu hususlara değinmek istedim. Zira Lefkoşa ve Ankara sözü geçen konularda son haftaların yanlış gidişatına son vermezse iki ülkenin bekası da tehlikeye girebilir.

Haftalardır KKTC ve Türkiye basınında -ki biz de 3 Kasım 2023’te Kıbrıs Postası’nda bu konuyla ilgili bir yazı ele almıştık- İsraillilerin ve/veya Yahudilerin Kıbrıs’ta artan oranda toprak ve mülk edindikleri tartışılmakta ve buradaki tehlikeye dikkat çekilmektedir. Nitekim bu kavime mensup insanlar artık bakıyorsunuz Kuzey Kıbrıs’ta kendi marinalarına, binlerce şirkete ve site tarzı yapılaşmalara sahipler; hatta neredeyse kendi şehirlerini burada kurmuş vaziyetteler. Sadece buradan yola çıkarak eğer karşı atakta bulunulmazsa KKTC’nin hangi tehlikeyle karşı karşıya kalacağını tahmin etmek zor değildir. Üstelik İsrail’in geçmiş asırda nasıl kurulduğu ve bugün Gazze’de yaşananlar hesaba katılınca bu tablo daha vahim bir hal almaktadır.

Bunun yanında 3 Kasım’da yayınlanan yazımızda da ifade ettiğimiz üzere, İsrail Devleti’nin kurulması için ilk başlarda Filistin yerine Kıbrıs’ın Yahudilerin yeni yurdu olarak belirlendiğini ve Ada’nın bazı kaynaklara göre ‘Vadedilmiş Topraklar’ arasında gösterildiğini tekrar belirtmekte fayda var. Ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun geçen hafta sonu, KKTC'den Güney’e giriş yapan iki İran vatandaşının İsrail vatandaşlarına saldırı planladıkları iddiasında bulunarak Kuzey Kıbrıs'ı açıkça hedef göstermesi ve aynı zamanda İran'ın burayı terör amaçlı kullandığını öne sürmesi, Mossad'ın Ada’da faaliyet gösterdiğini açıkça itiraf ettiği ve bu durumu meşrulaştırmaya çalıştığı anlamına gelmektedir. Diğer gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda bu da İsrail’in Kuzey Kıbrıs’ta planlı bir şekilde geleceğe yönelik adımlar attığını somut bir şekilde ortaya koymaktadır.

Bu yazılanları komplo teorisi olarak görenler tabii ki olabilir. O halde belki de bu bağlamda şu soruları da kendimize sormamız gerekir: İsrail’den yapılan........

© Kıbrıs Postası