Narin, Karan, Ali Gül ve adalet

İnsan olanın yüreği kaldırmıyor.

İnsan olanı, gece yatağa girince vicdanı uyutmuyor.

Eziliyor kalbi, akıl, mantık, hepsi birbirine giriyor, o an.

Hiçbir insan, insanı geçtim, hiçbir canlı, bir başkasının hatası veya direk etkisi ile hayatından, hayallerinden, umutlarından, geleceğinden olmamalı.

Keşke hayat temennilerden öte olsa her şey doğallığında yaşansa ve sonlansa.

Ama öyle olmuyor, olmayacak.

İşte bu noktada devreye “adalet” girecek, girmeli.

O adalet ki, yaşanması muhtemel başka kötülükleri önleyecek.

Vicdanın olmadığı yerde, adalet rahatsız edecek, adalet uyutmayacak, bir diğer taraftan ise adalet huzur verecek.

Her insan için çocuklar farklıdır, ya da ben öyle inanıyorum, öyle olmasını umuyorum.

Hem Türkiye de, hem de bizim ülkemizde, günlerdir konuşulan bir olay var.

“Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi, 19 gün sonra bulundu. Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içerisinde, üzeri taş ve ağaç dallarıyla kaplanmış bir şekilde.

Soruşturma kapsamında, gözaltına alınanlar arasında anne, baba, kardeşleri ve akrabaları da bulunuyor. Soruşturma kapsamında daha........

© Kıbrıs Postası