menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yalova’dan Ortadoğu’ya uzanan karanlık hat

7 0
yesterday

Yalova’da yaşanan ve milletin yüreğine ateş düşüren olay, tekil bir güvenlik vakası olarak okunamaz. Bu tür saldırılar, sadece failiyle değil, hangi jeopolitik aklın parçası olduğu ile anlam kazanır. Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabır diliyorum. Bu yazı, acının istismarına değil; acının arkasındaki mekanizmayı görmeye yöneliktir.

Aşağıda talep ettiğiniz bölüm, tarihsel köken–örgütsel evrim–“kurtuluş/yeniden doğuş” anlatısı ekseninde derinleştirilmiş ve güncellenmiş hâliyle sunulmuştur. Metin, analitik bir köşe yazısı diliyle korunmuştur.

Bugün “DEAŞ” olarak bildiğimiz yapı, kendiliğinden ortaya çıkmış bir terör organizasyonu değildir. DEAŞ, kökleri 2003 Irak işgaline uzanan, işgal sonrası devlet çöküşü ve mezhepçi yeniden yapılanmanın içinde filizlenen uzun bir evrimin ürünüdür. Bu hattın ilk halkası, Ebu Musab ez-Zerkavi liderliğinde şekillenen Irak merkezli selefi-cihatçı yapılanmalardır. Zerkavi’nin örgütü, başlangıçta El Kaide ile gevşek bir bağ kurmuş; ancak yöntemsel aşırılığı ve mezhepçi şiddeti nedeniyle merkezle sürekli gerilim yaşamıştır.

2006 sonrası Irak’ta yaşanan iç savaş koşulları, bu yapının “Irak İslam Devleti” adıyla proto-devlet iddiasına yönelmesine zemin hazırladı. Burada kritik olan, örgütün askeri kapasitesinden ziyade yönetim boşluklarını doldurma pratiğidir: vergi toplama, mahkeme kurma, zorunlu itaat mekanizmaları üretme. Devletleşme iddiası, ideolojik bir sıçramadan çok çöken devletlerin boşluğuna yerleşme stratejisidir.

Bu yapı için asıl kırılma, Suriye iç savaşının başlamasıyla yaşandı. 2011 sonrası Suriye sahası; rejim, parçalı muhalefet, bölgesel aktörler ve........

© Kıbrıs Postası