Sufi bakışıyla günlük hayat
Bugünün dünyasında hız, neredeyse bir meziyet gibi sunuluyor. Ne kadar hızlı çalışırsan, ne kadar hızlı tüketirsen, ne kadar hızlı yetişirsen… O kadar “başarılı” sayılıyorsun. Ama bir yandan da herkes yorgun, herkes yılgın, herkes günün bir yerinde gizlice şu cümleyi kuruyor:
“Biraz yavaşlasam, nefes alsam…”
İşte tam burada Sufîlerin yüzyıllardır söylediği bir söz devreye giriyor:
“Acele şeytandandır, sükûnet Rahman’dandır.”
Bu cümlenin, modern zamanlara böylesine uygun olacağını kim tahmin ederdi? Bugün dünyanın her köşesinde mindfulness konuşuluyor, meditasyon uygulamaları indirilip duruyor, insanlar şehirden kaçıp sessizlik kamplarına gidiyor. Oysa Sufîler için mesele çok daha sade:
Günlük hayatı bir ibadete çevirmek.
Peki bu nasıl olacak?
Yavaşlayarak.
Sufi geleneğinde “yavaşlık”, sadece fiziksel bir yavaşlık değildir. Ruhun aceleciliğini bırakması, zihnin telaşını azaltması, kalbin ritmini duymasıdır. Bir tasavvuf ustasının dediği gibi:
“Yavaşlayan, varlığını duyar. Acele........© Kıbrıs Postası





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein