Akran zorbalığı, görmezden gelindikçe büyür, küçümsendikçe kök salar….

Zorbalık bizim yaşam tarzımın bir parçası değildi.

Ancak akran zorbalığı son yıllarda artarak, okullarımızda yaygınlaşan acı gerçeklerimizden biri oldu.

Yıllar evvel uyuşturucuyla ilgili yapılan bir çalışmada, uyuşturucunun 13-15 yaşlara kadar indiği ortaya çıkınca, bu gerçeğin nasıl kabul edileceğinin sıkıntısı yaşanmıştı.

Okullar yolunun devamında Polis Genel Müdürlüğü var. Uyuşturucu tehdidinin okul etrafında yoğunlaştığını yazıp, polis örgütünü göreve çağırdığım zaman o dönemde Polis Genel Müdürlüğüne vekalet eden Pervin Gürler, tatlı üslubuyla sitemini iletmişti.

Ben de, “Polis Genel Müdürlüğü bahçesinden okullara yönelik bir göz atın tehlikeyi temsil edenleri görürsünüz” demiştim.

O tehlike geçti mi? Sanmıyorum.

***

Adressiz mektup yerine ulaşmaz. Bu nedenle açık açık yazmakta yarar var.

Dün, Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulunda çocuğu bulunan iki annenin, sohbetine tanık oldum. Okuldaki akran zorbalığı ilk sıradaki şikayetleri. Annelerden biri, “Mevcut durumda çocuklarımız ya dövecek ya da dövülecek” dedi. Zorbalığın çevreye de zarar verici olduğunu anlattılar.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nu aradım dinlediklerimi aktardım. Duyarlılık gösterdi, bu konuda yaptıkları çalışmaları anlatıp, almayı düşündükleri yeni önlemleri aktardı.

***

Akran zorbalığı, çoğu zaman “çocuklar arasında olur böyle şeyler” cümlesinin arkasına saklanan,........

© Kıbrıs Gazetesi