İnsanlarımız neden Batı’ya kaçıyor?

Arkadaşım Mehmet Ocaktan’ın kaleme aldığı “Müslüman Sokağında Demokrasi Hayal mi” kitabından devam edelim. (Araştırma Yayınları.)

“Dinin, ülkelerinizi, devletinizi demokrasiyle, krallıkla, cumhuriyetle, krallıkla, ya da padişahlıkla yönetin gibi bir emri yoktur. Ama dinin bütün insanlara yaşanabilir bir dünya kurmaları için temel evrensel ilkeleri ve emirleri vardır. Din, yöneticilerin adil olmalarını, hakka-hukuka riayet etmelerini, liyakati esas almalarını, insanların hürriyetlerini teminat almalarını ve zulmü ortadan kaldırmalarını istiyor.”

“Dolayısıyla bu evrensel ilkeleri hayata geçirmek için yönetim modelinizin adının çok da kıymeti harbiyesi yok. Daha açıkçası sistemin adının ‘İslam demokrasisi’ ya da ‘seküler demokrasi’ olması evrensel ilkelerin uygulamadaki kalitesine bir katkısı olmayacaktır.”

Bu ilkeleri alt alta, yan yana topladığınızda sonuç ‘adalet’tir.

Adalet, doğrudur, güzeldir, öyleyse İslamdır.

Gel de Merhum Aliya İzetbegoviç’in sözünü hatırlama:

“İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır.”

Bu sözü hatırlamak tartışmayı bitirir normal şartlarda. Ama Ocaktan kitabında tartışılmayı hak eden başka bahisler açıyor.

“Adı ister İslami demokrasi ister İslam devleti olsun Müslüman dünyadaki en önemli yanılgılardan birisi bu devlet modelinin halkı İslam’a göre yaşamaya zorlama hakkına sahip olduğudur.”

Ocaktan’a göre böyle bir model İslami eğilimli bir despotizmin önünü........

© Karar