Dağdan ‘kandırılarak’ indirilenler…

Helikopter kalktı, Feti Yıldız, Gülistan Koçyiğit ve Hüseyin Yayman, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, İstanbul’dan muhtemelen helikopterle 20 dakika uzaklıktaki İmralı Adası’na indi, 26 yıldır buradaki hapishanede yaşayan Öcalan’la iki saat 50 dakika boyunca görüştü, daha çok Öcalan anlattı ama vekiller de merak ettiklerini sordu ve geri döndüler.

Açıklamayı Meclis’in yapması kararlaştırıldığı için gidip gitmediği sorulan Yayman’ın bir ada Schröndiger’in kedisine dönen durumu da ilerleyen saatler de netlik kazandı. O da gitti ve döndü.

Son 26 yılda İmralı adası doğrudan Genelkurmay’a bağlıyken çeşitli generallerin yaptığı, sonra MİT’in 2005’den itibaren sık yaptığı, BDP’li, HDP’li, DEM’li milletvekillerinin sık sık yaptığı bir görüşmeyi bir kere de Meclis’in çözüm için kurulmuş komisyonunun üç üyesi yapmış oldu.

Üstelik Öcalan’dan duydukları ve gelip komisyona anlatacakları da 2004’de İmralı adası tamamen askerlerin kontrolündeyken hala o adadan avukatıyla nasıl çıktığı belli olmayan 1994-2004 arası beş yıllık ateşkesi bitiren savaş kararı da değil, barış kararları….

Meclis başkanlığının ve DEM’in ilk açıklamalarına bakılırsa sorulan sorular ve verdiği cevaplar arasında Suriye ile ilgili olanlar da var.

Meclis Başkanlığı açıklamasında “Bu doğrultuda, 27 Şubat’ta yapılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı akabinde örgütün kendisini feshetmesi ve silah bırakması yönündeki açıklamaların yanı sıra Suriye’de 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesine yönelik sorulan sorular kapsamında detaylı beyanları alınmıştır” denmişti.

Dün DEM eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları da “Bu görüşme, Türkiye'nin uzun süredir beklediği barış ve kardeşlik kapısını aralayan tarihi bir adım oldu. Sayın Öcalan, Kuzey Doğu Suriye özelinde çözüm sürecinin anahtarı olacak bir perspektifi ortaya koymuştur.” Dedi.

Sadece bu mesaj bile sürece büyük katkı yapacak bir mesaj olacaktır.

Nitekim, SDG Komutanı Mazlum Abdi de verdiği son röportajda ancak İmralı’nın çözebileceği meselelerden bahsetmişti.

“Bazı konularımız var, mesela SDG’de kuzeyden (Türkiye’den) savaşçıların varlığından söz ediyorlar. Türkiye’den PKK’lı savaşçılardan söz ediyorlar. Bunu ancak İmralı çözüme kavuşturabilir. Çözümü İmralı’nın çağrısına bağlı. Bu yüzden bazı sorunların birinci elden çözümü için Rojava ve İmralı arasında ilişkinin kurulması lazım. Buna hem Türkiye’deki çözüm süreci hem de Suriye’deki sorunlarının çözümü için ihtiyaç var.”

Bu sözler bazılarının ısrarla başından beri reddettiği Öcalan’ın çağrısının muhataplarından birinin SDG ve Suriye olduğunun da açık bir ikrarı.

Nitekim Öcalan’ı neredeyse ilk gençliğinden beri tanıyan Abdi, “Uygun bir yöntemle İmralı’nın görüşleri alındı, görüşlerimiz iletildi. Bazı konuları ancak İmralı çözebilir.⁠........

© Karar