Türkiye “ekonomik demir perde” arkasında yaşıyor
Bundan üç gün önce medyaya yansıyan bir haber:
“iPhone 17 serisi telefonların tüm dünya ile eşzamanlı olarak satışa sunulması üzerine, Türkiye’deki mağazalarda uzun kuyruklar oluştu. En ucuz modeli 78 bin, en pahalı modeli 120 bin TL olan iPhone 17’yi alabilmek için vatandaşların adeta birbirleriyle yarıştıkları görüldü.”
Apple'ın yeni lokomotif ürünü iPhone 17 “Pro’ya yönelik küresel talep, ülkeler arasındaki gelir ve satınalma gücü farklılıklarını ortaya koyabilecek karakteristikte veriler sunuyor. Bu bağlamda 2025 yılı “iPhone Erişilebilirlik Endeksi"ne göre Türkiye, cihazı satın almak için gereken iş günü sayısında dünyada dördüncü sırada yer aldı. Listede 33 ülke arasında Hindistan 160 gün ile ilk sırada, Filipinler 101 gün ile ikinci sırada bulunurken, Vietnam 99 gün ile 3’üncü sırada, Türkiye 89 gün ile dördüncü sırada geldi.”
2020’lerin başında, Türkiye “cep telefonu fiyat pahalılığı ve satın alınabilme zorluğu listesinin” ilk sırasında yer alıyordu. Bu defa 4’üncülüğe düşmesinde, son 3-4 yıldır Dolar kurunun baskı altına alınması ve düşük tutulmasının birinci derecede rolünün olduğunu vurgulamak gerekir.
Küreselleşmenin en belirgin özelliği, dünyada ticaretin, sermayenin, bilgi ve teknolojinin sınır tanımadan dolaşması ve ülke ekonomilerinin birbirlerine eklemlenmesi iken; Türkiye’nin de içinde olduğu bazı ülkeler (Brezilya, Filipinler, Arjantin vb) tam tersine dış ticareti zorlaştıran; özellikle teknoloji ürünlerine ağır vergilerle, kotalarla, kısıtlamalarla erişim zorluğu getiren ekonomi politikaları izliyor. Erişimin kısıtlanması özellikle otomobil, elektronik eşya ve cep telefonu gibi kullanım yaygınlığı olan ürünlerde kendisini gösteriyor.
Bu durumda ortaya çıkan tablo, bir anlamda “ekonomik demir perde”dir. Çünkü, bir ülkenin tüketicileriyle dış dünya arasına; tıpkı bir perde gibi, fiyat farklarıyla ve erişim engelleriyle örülmüş, görünmez ama etkili bir sınır girmiş oluyor. Böyle bir perdenin arkasında yaşayan ülkeler, doğal olarak dünyada ucuz ve kolay ulaşılabilen ürünlere çok daha pahalıya erişiyorlar. Böylelikle teknolojiyi geç öğrenmek, rekabeti hissedememek ve kısıtlı bir ekonomik çevrede varlıklarını sürdürmek durumunda kalıyorlar.
Bir ülke, dış ticarete, özellikle belli sanayi ürünlerinin ithaline; neden vergiler, yasaklar, kotalar, bürokratik engeller, sübvansiyonlar ve döviz kontrolleri yoluyla kısıtlamalar ve engeller getirir?
Bunun bir kaç rasyonel amacı olabilir?:
-Özellikle genç, henüz olgunlaşmamış (“infant industries”) sektörlerde, yerli üreticileri........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein