Geçen hafta sağlık hizmetlerine tahsis edilen finansal kaynakları ele aldım.
Son yıllarda sağlık harcamaları reel bazda düşüyor.
Hükümet faiz dışı harcamalarını hızla artırıyor. Sizin anlayacağınız “israf ekonomisi.”
Sağlık harcamalarını ancak diğer harcamalarının yarısı hızında artıyor.
Sağlık harcamaları öyle bir düşüyor ki birçok ülkenin gerisinde kalıyor. Sağlık harcamalarımız, gelirimizin yarısı kadar olan Kolombiya’nın sağlık harcamalarının yarısından daha az diyeyim de gerisini siz anlayın.
Sağlık harcamaları düştükçe Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kullanılan makine-ekipmanın kalitesi de düşüyor. Bu da tedavi hizmetlerini olumsuz etkiliyor.
Daha da önemlisi sağlığın azalan finansmanı önleyici sağlık hizmetleri yerine, tedavi edici sağlık hizmetlerine tahsis ediliyor.
Ne demek istiyorum?
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin taca atıldığını yazmıştım. (11/12/2022)
Mevcut hastaneler yıkılarak veya kapatılarak yerlerine şehir dışında “şehir hastaneleri” yapılıyor. Bakanlığın bütçesinin % 20’ye yakını bu hastanelere gidiyor.
Uluslararası göstergelere göre doktor ve hemşire sayımız zaten çok düşük. Bir de üstüne mevcutları bezdiriyoruz ve hatta döverek öldürüyoruz. Onlar da yurtdışına kaçıyorlar.
Sonra ne mi oluyor?
Gelin bir bakalım.
KOLAY ÖLÜYORUZ
Rahmetli babam “akılsız başın cezasını ayaklar çeker” derdi.
Yani düşüncesizce yaptığınız hataların cezası karşılığında gereksiz yere emek, zaman ve para harcarsınız.
Sağlık politikalarında yapılan hataların bedelini ise canımızla ödüyoruz. Evet, canımızla.
TÜİK verilerine göre yeni doğmuş bir bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanan “doğuşta beklenen yaşam süresi” Türkiye’de 2019-2021 döneminde 77,7 yıl iken, 2020-2022 döneminde 77,5 oldu.
Yani son yıllarda daha az yaşar olmuşuz.
Hep söylerim. Dünle bugünü karşılaştırmak her zaman anlamlı sonuç üretmez. Bu nedenle “bugün ile bugünün karşılaştırılması” gerekir.
Değerli okur bunun için de uluslararası göstergelere bakılmalıdır.
O zaman gelin bir bakalım.
OECD ülkelerinde........