Tahlil…

Okur yorumlarına Türkiye’nin zihniyet coğrafyasını okur gibi baktığımı birkaç defa yazmıştım. Ülkemizdeki çeşitli düşünme şekilleri, bütün tayflarıyla okur yorumlarında kendini gösteriyor.

Bu bakımdan amacım, okurlarımdan herhangi birini şahsen eleştirmek değildir. Amacım düşünme biçimleri üzerine “tahlil” yapmaktır.

Bizim zihniyet yapımızdaki önemli zaaflardan biri “tahlil” eksikliğidir, diğer bir deyişle “analitik düşünme” noksanı…

Bu yüzden, ayrıntılara bakmadan genelleme yapmayı severiz… Liderimiz, partimiz daima doğrudur.

Halbuki söylenen sözleri, iddiaları, karşılaşılan olayları irdeleyerek, unsurlarına ayırarak, verilerini gözden geçirerek düşünebilmeli, ona göre tavır almalıyız.

Dünkü yazım üzerine bir okurum, Türkiye’nin Yolsuzluk Algı İndeksi’nde 115. sıraya düştüğüne inanmadığını söylüyor, şu gerekçeye dayanıyordu:

Batı algı endekslerine ve batı güdümündeki ülkelerin, kişilerin endekslerine güvenilmez. Acımasızlar. Kendilerinden her şey beklenir.”

Halbuki benim yazımda, Türkiye’de yolsuzlukla mücadele kanunlarının çıkarılmaması, Kamu İhale Kanunu’nun bozulması gibi sebepler anlatılıyordu. Hayır, okurum bu verileri yok sayıyor, ‘Batılılar söylüyorsa yalandır’ diyordu.

Bir indeksin, bir raporun hangi verilerden oluştuğu, araştırma metodunun ne olduğu, o verilerin doğru olup olmadığı önemli değil! Bu yönlerden “tahlil” etmeye ihtiyaç da yok! Hazır bir “genelleme” var: Batılılar yazdıysa hem........

© Karar