Süreç nereye? |
İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmeye CHP’nin gitmemesi üzerine belli kesimler CHP’ye karşı linç kampanyası açtı. Bu kampanya bir tür “tek benim dediğim doğru” dayatmasıdır.
Aslında iktidar ve MHP de bu Öcalan ziyaretini çok ihtiyatlı bir format içinde yaptı. Cumhurbaşkanı uzun süre renk vermedi, kaçındı. Gidiş de gizli tutuldu, dönüşte kimse bir açıklama yapmadı. Hatta başlangıçta CHP’ye AK Partili bir yetkili “gidenler gizli tutulacak, siz de katılın…” anlamında sözler söylemiş; dün Özgür Özel açıkladı.
Fotoğraf ve herhangi bir görüntü yayınlamayacakmış zaten.
Bu satırlar yazılırken, görüşme tutanaklarının açıklanıp açıklanmayacağı belli değildi.
Tutanakların tam metni açıklanmalıdır. Ben bilhassa KCK meselesinin sorulup sorulmadığını, Öcalan’ın ne cevap verdiğini merak ediyorum.
SİLAHI BIRAKMAK
İmralı’ya Meclis’ten, Komisyon’dan bir heyetin giderek Öcalan’la görüşmesi Öcalan’ın talebiydi. DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "İmralı'nın dinlenmesi gerekiyordu, bir şart olarak ortaya konuldu. Öcalan'ın kendi örgütü de bir şart olarak ortaya koydu…” diyerek durumu ifade etmişti. (23 Kasım)
Evvela şunu belirtelim: Terör sorunun çözümünde Öcalan’ın muhatap alınması pratik bir gerçekçiliktir. Ondan başka hiç kimse, PKK’ya silah bıraktıramazdı.
Öcalan da bununla bir “jest” yapmış değildir, bir siyaset yürütmektedir.
Silahlı mücadelenin artık bir yol olmadığını, sebepleriyle kendisi açıklamıştı.
Dahası, merhum Tarık........