Geçen günlerde Tv’de yeni seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in konuşmasına denk geldim. Özer yapacağı belediyecilik anlayışı ile ilgili çok net mesajlar verirken kurduğu bir cümle gerçekten çok önemli idi. “Belediyeciliğin Ak partilisi CHP’lisi olmaz. Ak Parti’nin yaptığı yoldan CHP’li, CHP’linin yaptığından Ak Partili ya da bir başka partili geçmeyecek mi? Biz partili partisiz herkese bir şekilde hizmet götüreceğiz.”
Cümleden bağımsız belediye hizmetlerinin neler olduğu üç aşağı beş yukarı belli ama son 10 yılda belediyecilik hizmetleri bir çeşit hayrat işine dönüşmüş durumda. Hemen her belediyemiz aş evleri, halk ekmek fabrikaları vb. açarken halka gıda dağıtımından kömür dağıtımına, elektrik faturasından doğal gaz faturası ödemesine, öğrencilere burs vermeye kadar birçok kalemde hizmet görüyor.
Peki, belediyenin asli görevi bu mu?
“Evet” diyenlerimiz çıkabilir ama bu tür konuların belediyecilik açısından tali konular olması gerekmez mi?
Ancak ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik yıkım maalesef belediyeciliği de devlet idaresini de böyle bir misyona doğru evriltti. Maalesef plansız programsız eğitim icraatları ve yatırım projeleri insanımızı vasıflı hale getirmek yerine daha da vasıfsızlaştırdı.
Ülkemizde çalışan nüfusun ezici çoğunluğu asgari ücrete talim ediyor ve bu da milyonu aşkın nüfusun çalışmaktan vazgeçmesine sebep oluyor. Pek çok genç aile evinden ayrılmak yerine evin bir köşesinde sığıntı gibi yaşarken, yine bir çok insan çalışmak yerine evde oturmayı tercih ediyor.
Kimse verilen ücreti haklı olarak beğenmiyor ama........