Linç kültürünü mesleksizlik besliyor
Sabah uyanınca elimize telefonumuzu alıp ‘günün dijital recmini’ izlemeye başlıyoruz.
Gerekçe, bazen bir gaf, bazen yıllar önce atılmış bir tweet, bazen de sadece aykırı bir fikir oluyor.
Sonrası malum: Linç, hakaretler, tehditler, işinden etme çağrıları, sosyal ölüm ve ‘iptal’.
Önceki yazımda ‘cezalandırıcı hukukun’, ‘mekanik dayanışma’ ile bir arada duran küçük, izole, kırsal topluluklarda görüldüğünü; bu anlayışın ‘organik dayanışma’ esası üzerine kurulmuş olan şehirde toplumun aleyhine işlediğini anlatmıştım.
Herkesin birbirine muhtaç olduğu şehirlerde yaşadığımız halde, linç/iptal kültürü hızla yaygınlaşıyor.
Bunun sebeplerinin en başında ‘mesleksizlik’ var.
Pek çok insanımız, vasıflı olmadığı için toplumsal hayata uzmanlığıyla dâhil olamıyor.
Bilgisi, tecrübesi, becerisi sayesinde değil, intisap ettiği grup ya da liderin lütfedip himaye etmesi sayesinde toplumsal hayatta kendine yer bulabiliyor.
Güçlü bir grubun koruması ve sağladığı avantajlar olmazsa hayatta kalamayacağından korkuyor.
O yüzden de kendisini cemaatinin, örgütünün, partisinin linçlerine katılmaya mecbur hissediyor.
Çünkü grubun bir seçimini sorgulamanın, insani, ahlaki, vicdani bir itirazda bulunmanın bedeli çok ağır: Dışlanmak, ayazda kalmak, hatta........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden