Hızla derinleşen bir ekonomik krizin ortasındayız. Dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ülkelerden birisiyiz.
Şu an fiilen savaşta olan ülkelerin enflasyonu bile bizimkisinin yanında hiçbir şey.
Neredeyse her yeni güne yeni bir zam haberi ile başlıyoruz.
Gıda, giyinme, barınma, ulaşım, iletişim… Her alanda çıldıran fiyatlar el yakıyor.
Paramız pul oluyor, emeğimiz değersizleşiyor.
Her geçen gün biraz daha kötüye giden perişan hâlimizin sebebine dair fikirler muhtelif.
Kimileri yolsuzluklara bulaşan siyasetçileri mesul tutarken, kimileri açgözlü olmakla suçladığı esnafı, iş adamlarını hedef tahtasına oturtuyor.
Kimileri felâketimizin sebebini, bir süper güç olarak yeniden dünya sahnesine dönüşümüzü engellemeye çalışan “dış güçlerin” komplolarında arıyor, kimileri için asıl sebep, halkın iliğini kurutma pahasına kendilerine ve yakın çevrelerine servet transferi yapan “iç güçler”.
Kimileri asıl problemi nepotizmde, liyakatsiz atamalarda ve yöneticilerin kifayetsizliğinde görüyor, kimileri aramızda dolaşan milyonlarca vatan haini, ajan yahut teröristin gelişmemizi sabote ettiğine inanıyor!
Sağcı, solcu, komünist, Kemalist, İslamcı fark etmeksizin, biraz daha sofistike düşünebilenlerin üzerinde ittifak ettikleri günah keçisi ise “neoliberalizm”.
Araştırma, okuma, eleştirel düşünme tembeli pek çok insan, neoliberalizmi........© Karar