Çürümenin kokusu: Tefessüh, dekadans, yozlaşma

Artık neredeyse rutinleşen ahlaki, hukuki, siyasi skandallar, toplumun tefessüh ettiği kanaatini hızla yaygınlaştırıyor.

Tefessüh Arapça. İçten içe bozularak çözülme, kokuşma, çürüme demek.

Çoğu zaman dışarıdan fark edilmeyen, içeride yavaş yavaş ilerleyen bir dağılma süreci.

Dokunun çözülmesi, maddenin lif lif ayrılması, canlılıktan cansızlığa geçiş…

Tefessüh kavramı, kendiliğinden, dışarıdan bir müdahale olmadan; tamamen iç dinamiklerin belirlediği bir bozulmayı ifade ediyor.

Tefessühün üç ‘alamet-i farikası’ var: İçten başlaması, sürekli olması, ve geri döndürülmesinin çok zor olması.

Bu yüzden fiziksel çürümeden çok, kurumsal, ahlaki ve zihinsel çözülmeleri tarif etmek için kullanılıyor.

Osmanlı düşünce dilinde tefessüh, devlet ve toplum eleştirilerinde sıkça geçen bir kavram.

Islahat metinlerinde, müesseselerin şeklen ayakta görünürken fiilen işlevsizleşmesi, suretâ varlıkları süren kuralların içlerinin boşalması ve ahlaki çürümenin rutinleşmesi anlamlarında kullanılmış.

İbn Haldun çizgisinde bakıldığında tefessüh, bir yapının çökmeden önceki son evresi.

Diğer bir benzer kavram ‘dekadans’.

De- (aşağı, geri) ve cadere (düşmek) kelimelerinden türetilmiş olan Latince “decadentia” kavramı Fransızcaya “décadence”, Türkçeye “dekadans” olarak........

© Karar